"YEMİN" MÜESSESESİNİN AÇIKÇA DELİL OLARAK BELİRTİLMEMESİ HALİNDE HAKİMİN YEMİNİ HATIRLATMASINA GEREK OLMADIĞINA İLİŞKİN YHGK 10.6.2015 T. E: 2014/6-31 K: 2015/1528 SAYILI KARAR İNCELEMESİ
Bu çalışmamız Bursa Barosu Dergisi 99. Sayısında Yayımlanmıştır.
"YEMİN" MÜESSESESİNİN AÇIKÇA DELİL OLARAK BELİRTİLMEMESİ HALİNDE HAKİMİN YEMİNİ HATIRLATMASINA GEREK OLMADIĞINA İLİŞKİN YHGK 10.6.2015 T. E: 2014/6-31 K: 2015/1528 SAYILI KARAR İNCELEMESİ
"YEMİN" MÜESSESESİNİN AÇIKÇA DELİL OLARAK BELİRTİLMEMESİ HALİNDE HAKİMİN YEMİNİ HATIRLATMASINA GEREK OLMADIĞINA İLİŞKİN YHGK 10.6.2015 T. E: 2014/6-31 K: 2015/1528 SAYILI KARAR İNCELEMESİ
Çalışmaya ilişkin bir sorularınız varsa yorumlar bölümünden yazabilir veya bana mail atabilirsiniz:
kaanmahmuterdem@gmail.com
Av. Kaan Mahmut Erdem[1]
Deniz Erdem[2]
I. KARARA KONU OLAN OLAYIN ÖZETİ:
Davacı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının,
davalı olan kocası tarafından cebir ve tehdit kullanılarak kendisinden
alındığını, boşanma davasına bakan Aydın
Aile Mahkemesinden ziynet eşyalarının kendisine aynen iade edilmesi
gerektiğini, eğer aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise ziynet eşyalarının
bedelinin tahsilini talep etmektedir. Bu hususta davacı ve vekili mevcut
delillerin yanı sıra belirli vakıaların tespitinde kullanılan sözlü delil
niteliğinde olan yemin müessesine başvurup başvurmayacaklarına karar vermek
için mahkemeden süre istemişlerdir. Yerel mahkemenin verdiği on günün sonunda
ise davacı vekili, davalıya yemin teklifinde bulunmayacaklarını bildirmiş ve
ayrıca bu durumumu mahkemede de beyan etmiştir. davacının iddiası kendisinden
cebir ve tehdit kullanılarak alınan
ziynet eşyalarının aynen, eğer bu mümkün değil ise bedelinin tahsilini talep
etmiştir. davalı taraf ise; ziynet eşyalarının evi terk eden eşi tarafından
beraberinde götürüldüğünü beyan etmiştir. davalının savunmasına göre; davacı,
babası ile düğüne gitmek üzere kendi rızası ile evden ayrılmıştır. evden
ayrıldığı sırada ise ziynet eşyalarını üzerinde taşıdığını beyan etmiştir. Buna
karşın davacı
evi terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine
engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde
edemediğini beyan etmiş ve bu nedenle 9.360 TL değerindeki ziynet eşyalarının
davalıda kaldığını iddia etmiştir.
II.MERCİLERİN ÇÖZÜM TARZI:
Somut olay davayı gören Aydın Aile Mahkemesi 03.03.2011 gün ve
2010/801 E.-2011/238 K. sayılı kararı
ile davayı kısmen kabul edilmiştir. Davalının temyiz incelemesi talebi üzerine
dosya Yargıtay 6. HD gelmiştir. Dosyayı inceleyen 6.HD.'si MK 6. Maddeye atıf
yaparak davacının iddiasını ispat etme yükümlülüğü altında olduğunu
belirledikten sonra; hayatın olağan akışına göre ziynet eşyalarının davacı
kadının üzerinde taşıdığının kabulünün gerekeceğini belirlemiştir. MK 6 gereği
ispat yükü davacının üzerinde olması nedeniyle kendisine sair delil niteliği
taşıyan yemin deliline dayanabileceğinin yerel mahkeme tarafından
hatırlatılmaması nedeniyle eksik inceleme ile karar verildiği belirlemiş ve 28.12.2011 gün ve
2011/9984 E., 2011/16012 K. sayılı ilamı ile de yerel mahkemenin kararını
bozmuştur. Yerel mahkemenin Yargıtay ilgili dairesinin bozma kararına direnmesi
ve davalının bu kararı temyize getirmesi üzerine dosya HGK 'ne gelmiştir. Hukuk Genel Kurulu; davacı tarafın
yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmesi üzerine tekrar mahkemece yemin
müessesine dayanılabileceğinin hatırlatılmasına gerek olmadığını görüşündedir.
dolayısıyla HGK, yerel mahkemenin direnme kararını haklı bulmuştur.
III.UYUŞMAZLIK KONUSU TESPİTİ:
Uyuşmazlık yemin müessesine başvurulmasından vazgeçilmesi
üzerine, yerel mahkemenin bu kurumu tekrar hatırlatmasına gerek olup olmadığı
üzerinde yoğunlaşmıştır.
IV.KONUNUN İNCELENMESİ VE DEĞERELENDİRİLMESİ:
A.
GENEL OLARAK YEMİN MÜESSESESİ:
Yemin kurumu Hukuk
Muhakemeleri Kanunu 225 vd. maddelerinde incelenmiştir. Bu hususa göre; yemin
hukuki sebepleri değil bizatihi vakıaların gerçekliğine ilişkin sözlü delil
niteliği taşır. Yeminde mahkemenin kutsal saydığı değerlere göndermede
bulunularak vakıaların gerçekliği araştırılır.[3]
Ayrıca yemin kurumunu çalıştırabilecek olanlar sadece taraflardır. Tanıkların
yemin etmesi delil niteliği taşımamaktadır.[4]
Buna karşın HKM 232/2 gereği taraf ergin değil veya kısıtlı ise yemin bunların
kanuni temsilcileri tarafından eda edilir. HMK 232/3 uyarınca kısıtlı veya
ergin olmayan kişiye bizzat dava hakkı tanınmış ise ikinci fıkra hükümlerine
başvurulmaz. Bunun yanı sıra HKM 74' te açıkça belirttiği gibi vekilin yemini
kabul veya reddedebilmesi için vekaletnamesinde özel yetki bulunması şarttır.[5]
Tüzel kişiye yemin teklif edilmesi durumu da HMK 232/2 'de düzenlenmiştir. Buna
göre tüzel kişiye yetkili kişi veya organı yemini edaya yetkilidir.[6]
Her konu için yemin teklifinin yapılması mümkün değildir.
Bu husus HMK 226'da üç başlık altında
belirlenmiştir. HMK 226/1-a, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf
edemeyeceği vakıalar, HMK 226/1-b, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki
tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği haller ve 226/1-c uyarınca
yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması
ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakabilecek vakıalar. böyle durumlarda
yemin teklif edilemeyecektir. Örneğin davalıya özel belgede sahtecilik yapıp
yapmadığına ilişkin yemin teklif edilemeyecektir. çünkü özel belgede sahtecilik
kişinin CMK 217 uyarınca soruşturulmasına neden olabilecek bir husustur.
Yemin bir taraf usul işlemidir.[7]
Dolayısıyla yeminin yapıldığı mahkeme görevsiz olsa dahi görevli mahkeme
nezdinde yemin geçerliliğini koruyabilecektir. Yemin müessesesi işletildiği
zaman başka hiçbir delil gösterilmesin gerek kalınmaksızın ispatı sağlanmış
olur. bu durum yemin kurumunun bir kesin delil olduğunu gösterir.[8]
Örneğin; davacı kendisine ödenmesi gereken 5 aylık kira bedelinin davalı kiracı
tarafından ödenmediği iddia etmiştir.. fakat bu husus senet ile veya başka
deliller ile ispat edilememiştir. Davacı, davalıdan kira bedellerini ödediğine
dair yemin teklif eder. davalı kişi ödediğine yönelik yemin ederse artık bu
kesin delil oluşturacaktır. buna karşın örneğin davalı yeminden kaçınır ise
davalının kira bedelini ödemediğini ikrar ettiği kabul edilir. nitekim HMK 229
Yemin etmemenin sonuçlarını düzenlemiştir. Buna göre; yemin için davet edilen
kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat
hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin
konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
Yemin teklifi sadece başka delili olmayan taraf
tarafından teklif edilmez. Ayrıca başka delillerin varlığı halinde de yemin
kurumuna başvurulabilir. HMK 227/1 uyarınca, uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı
için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif
edebilir. fakat yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu
bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile
dayanamaz. dolayısıyla yemin teklif eden taraf ancak teklif edilen tarafın
yemini edaya hazır olduğunu bildirinceye kadar yemin teklifinden vazgeçme hakkı
sabittir. HMK 119/1-f uyarınca davacı dava dilekçesinde iddia ettiği her bir
vakıayı hangi deliller ile ispat edeceğini belirtmek zorundadır. ayrıca
HMK129/1-e uyarınca davalı tarafta cevap dilekçesinde savunmanın dayanağı
olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini
belirtmek zorundadır. Mahkeme bu durumda dava dilekçesinde veya cevap
dilekçesinde yemine dayanılacağı belirtildiği durumlarda yemin teklifini
hatırlatmakla yükümlüdür.[9]
Yemin teklifini kendisine hatırlatılmasına karşın bu hakkından feragat eden
taraf için artık yemin teklif etme hakkı ortadan kalkar. bir daha bu delile
başvuramaz. 1086 sayılı Kanunun düzenlemesi bu hususta 6100'den farklı idi buna
göre; yemin taraflardan birinin talebi ile teklif edebileceği gibi mahkeme
tarafından da teklif edilebilirdi.[10]
ispat edilecek vakıa mutlaka karşı tarafın kendisinden
kaynaklanmalıdır. Örneğin; borcu olup olmadığına ilişkin yemin, veya bir
vakıayı bilip bilmediğine ilişkin yemin teklif edilebilir.
B. YEMİN USULÜ:
Yemin bir vakıanın varlığına ilişkin karşı tarafa teklif
edilen bir ispat yöntemidir. HMK uyarınca yemin sadece bir taraf usul işlemi
olarak benimsenmiştir ve genel ilke olan tasarruf ilkesinin esas olduğu
yargılamam yöntemlerinde kullanılabilmektedir. hakim kendiliğinden yemin teklifinden
bulunamaz.yemin müessesinde somut olayımızda da belirtildiği gibi hakimin cevap
veya dava dilekçesinde tarafların hangi delilleri kullanacaklarını
belirledikten sonra ancak hatırlatma yetkisi bulunmaktadır. Yemin tarafın
duruşmada bulunmaması üzerine davetiye ile teklif edilir. Bu husus HMK 228/1'
de düzenlenmiştir.[11]
Yemin şekli bir müessesedir ve nasıl yemin edileceği HKM
233 'te ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre yemin mahkeme huzurunda eda
olunur. Şeklen içeriği 4. fıkrada belirtilmiş olup; "size sorulan sorular
hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza
namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin
eder misiniz? şeklinde sorulur. bunun üzerine; "bana sorulan sorular
hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir saklamayacağıma namusum,
şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin
ediyorum." şeklinde cevap verir ve yemin eda edilir. Yemin eda edilirken
hakim de dahil olmak üzere hazır bulunan
herkes ayağa kalkar. bu yemin kurumuna yüklenen anlamı güçlendirmek ve
taraflara doğruyu söyletebilmek için benimsenmiş bir ritüeldir.
Yeminin kabul edilmesi halinde usulüne uygun biçimde
yemin edilirse artık bunu aksini ispat mümkün olmayacaktır. Çünkü yemin ile
iddia edilen vakıanın gerçek olmadığı kesin delil ile mevcut kabul edilir. Ayrıca
yemin kabulünden sonra yemini teklif eden taraf
yemin teklifinden vazgeçip başka delil gösteremez( HKM227/2).
Hakim yemin tutanağını düzenler. HMK 238 uyarınca yemin
eden kimsenin sözleri tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle okur. Son
olarak beyanı ısrar edip etmediğini sorup bunu da tutanağa geçirir.
Yemin teklif edilen kişi öncelikle yemini iade edebilir.
Bununla birlikte teklif edilen kişi ben yemin etmiyorum, karşı taraf yemin
etsin demektedir.[12]
Burada önemli olan husus yeminin içeriğini oluşturan vakıanın tek taraflı
olması halinde iadenin mümkün olmamasıdır. [13]
HMK 230 " Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil,
yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın kendisinden kaynaklanıyorsa
yemin teklif edilemez."
Yeminin iadesinin mümkün olduğu hallerde, yemin kendisine
iade olan taraf yemin ederse iddiasını kanıtlamış sayılacaktır. fakat yeminden
kaçınma halinde ise ispat edememiş kabul edilmektedir.(HMK229/2) [14]
C. KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
1.
Yargıtay'ın 2.HD' nin 18.01.2012, E. 2010/23259, K. 2012/526 Sayılı Kararı
Somut olayımızda incelenen hakimin yemin müessesini yemin
teklif eden tarafa hatırlatması sorununa ilişkin Yargıtay'ın 2.HD' nin
18.01.2012, E. 2010/23259, K. 2012/526 sayılı kararı incelemeye değerdir.
"...Davacı-davalı kadın, kocanın evlendikten sonra
sahip olduğu banka hesapları ve aktardığı mal varlığına ilişkin maddi tazminat
isteğinde bulunuş ancak bu isteğin toplanan diğer delillerle ispat edememiştir.
nevarki davacı-davalı kadın delil listesinde
açıkça 'yemin' deliline dayanmıştır.( HUMK md. 344-354, HMK md.
255-277). o halde davacı-davalı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmak,
yemin teklif ettiği ve davacı-davalı Süleyman da yemin teklifini kabul ettiği
takdirde usulüne uygun şekilde yemin yaptırılarak gerçekleşecek sonucuna göre
karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru
olmamıştır." [15]
2.
Yargıtay'ın 1.HD.,28.12.2011, E.2011711078, K.2011/13798 Sayılı Kararı
Konuya ilişkin bir başka Yargıtay kararında mahkemenin
yemin teklifini hatırlatması yükümlülüğüne ilişkin bir karşı oy yazısı da
kaleme alınmıştır. Buna göre; "Gerek 1086 Sayılı Kanunda gerekse 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, mahkeme hakimin yemin teklif etmek isteyip
istemediğini taraflardan birisine hatırlatmak ödevi olduğunu gösteren bir hüküm
bulunmamaktadır. bu anlamada 'sair deliller ifadesi oldukça önemli bir anlam
izafe edilmekte ve hatta bu şekilde bir ifade bulunmaması halinde artık yeminin
hatırlatılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu görüşe katılmak mümkün değildir. Somut olaya
bakıldığında, davacının dava dilekçesinde açık bir şekilde yemin deliline
başvurmadığı yalnızca dilekçede 'sair yasal deliller' ibaresinin bulunduğu,
delillerin bildirildiği dilekçede yemin deliline de dayanıldığına ilişkin bir
ibarenin yer almadığı, yargılama aşamalarında yemin deliline dayanıldığına
ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi; davacının davasının ispatlanamaması
nedeniyle reddedilmesine rağmen yine kendisinin yemin deliline başvurduğuna,
bunun hatırlatılmadığına ya da yemin deliline başvuru imkanının verilmediğine
dair bir temyizin veya iddiasının bulunmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca re'sen araştırma ilkesinin geçerli
olduğu bir davada hakimin ya da Yargıtay'ın davacının yerine geçerek onun
dayanmadığı ...bir delili kullanmasına imkan vermek için kararın bozulması...
tasarruf ilkesi ile bağdaşmaz." 1.HD.,28.12.2011, E.2011711078,
K.2011/13798 (Karşıoy Yazısı)
Belirtilen Yargıtay kararının karşı oy yazısı kanaatimce
doğrudur. Tarafın açıkça yemin deliline dayanacağını belirtmesi davacı için
dava dilekçesinde, davalı taraf için cevap dilekçesinde zorunlu bir unsur
olarak HMK tarafından düzenlenmiştir. (119/1-f;129/1-e) Fakat açıkça yemin
deliline dayanmamış olup sadece 'sair yasal deliller' demek suretiyle de yemin
kurumuna dayanılacağının kabulü kanaatimce tasarruf ilkesi[16]
ile bağdaşmayacaktır. [17]
Buna karşın hakime yemin teklifinin hatırlatılması zorunluluğu ancak
taraflardan birinin iddiasını yemin ile ispatlayacağını bildirmesi halinde söz
konusu olacaktır.[18]
3. Yargıtay'ın 2. HD, 04.06.2012,
2011/18934, 2012/14944 Sayılı Kararı
İncelenen konunun
çok benzeri ve kanaatimce doğru olan bir başka Yargıtay Kararında ise: "
davacının ziynet eşyası alacağı davası, davacının gösterdiği diğer delillerle
kanıtlanamamıştır. Ancak davacı dava dilekçesinde açıkça 'yemin' deliline de
dayanmıştır. Bu nedenle, mahkemece ziynet eşyası alacağı istemiyle ilgili
olarak davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılması, yemin teklif edildiği
takdirde ise usulünce yemine ilişkin
yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi (HMK227-238) ve gerçekleşecek sonucu
uyarınca bir karar verilmesi aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir."
Sonucuna ulaşılmıştır.
BİBLİOGRAFYA
Arslan,
Ramazan/ Yılmaz, Ejder/ Taşpınar Ayvaz, Sema: Medeni Usul Hukuku, 1. Baskı,
Ankara, 2016
Kuru, Baki / Arslan, Ramazan/ Yılmaz,
Ejder: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabi,
24. Baskı, Ankara, 2014
Ercan,
İsmail: Medeni Usul Hukuku,
İstanbul, 2011
Pekcanıtez,
Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekes, Muhammet: Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara,
2013
Pekcanıtez,
Hakan/ Özekes, Muhammet/ Akkan, Mine: Medeni Usul Hukuku Pratik Çalışmalar, 15.
Bası, Ankara, 2013
Karslı,
Abdurrahim: Medeni Muhakeme Hukuku , 4. Baskı, İstanbul, 2014
Akalın,
Ş.:Hukuk Davalarında Yemin AD, 1987/1
Başgül,
M. Mürsel: Medeni Yargılama Hukukunda Yemin, AİTİAD, Ankara, 1978/10-12
Bilge
Umar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2011, s. 354
Özkök,
Süleyman: Yemin Hakkındaki Ortak Usul Hükümleri ile Yalan Yere Yemin ve
Neticeleri, ABD, Ankara, 1988/4
Yılmaz,
Ejder: Yeni Hukuk Muhakeme Kanunu İle Getirilen Yenilikler, Adana, 2013
KISALTMALAR
ABD:
Ankara Barosu Dergisi
AD:
Adalet Dergisi
AİTİAD:
Ankara İktisadi Ticari Bilimler Akademisi Dergisi
C.: Cilt
No
HD: Hukuk
Dairesi
HGK: Hukuk
Genel Kurulu
HMK: Hukuk
Muhakemeleri Kanunu
HUMK: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
E.:
Esas Sayısı
K.: Karar
Sayısı
S.: Sayı
s.: Sayfa
Numarası
[1] İzmir Barosu
[2] İhsan Doğramacı Bilkent
Üniversitesi
[3]Karslı, Abdurrahim,s.611
"yeminin konusu davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve
kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi
onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır( HMK225). Akalın, Ş, S.7vd.; Baki,
Kuru/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder, s.406; Ercan, İsmail, s.292
[4] Bilge Umar, s.354 vd.
[5] 19.HD, 14.10.2005,595/10133
Sayılı Yargıtay kararı uyarınca bu husus dikkate alınmıştır. Buna göre yeminin
kabul veya reddi için, ancak yemin edebilecek kişinin açıkça vekilini
yetkilendirmesi halinde yeminin kabulü veya reddi geçerli olabilecektir.
[6] "Tüzel kişilerin taraf
olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı
tarafından eda edilir. bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki
değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca birlikte temsil söz konusu
olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili
kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur." 11. HD, 13.02.2006,
1399/1322 sayılı karar
[7] Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/
Özekes, Muhammet, s. 253 "Davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar
yargılamanın ilerlemesi amacıyla, tarafların aralarında yaptıkları ya da
tarafla mahkeme arasında yapılan
işlemler taraf usul işlemleridir."
[8] Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder/
Taşpınar Ayvaz, Sema, s. 428" Yemin, taraflardan birinin, bir vakıanı
doğru olup olmadığı hakkında namusu, şerefi ve kutsal saydığı bütün inanç ve
değerleri üzerine beyanda bulunmasıdır. bir vakıanın doğru olup olmadığına
yemin edilirse, artık o vakıa hakkında başka bir delil göstermesine gerek
yoktur; o vakıanın doğru olup olmadığı davada kesin olarak ispat edilmiş
olur." Yılmaz, Ejder, s. 31
[9] Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder/
Taşpınar Ayvaz, Sema, s.433
[10] Karslı, Abdurrahim, s.615 ; Bu
düzenleme HUMK 339 c.1 m.344; m.356 belirlenmişti. 1086 sayılı Kanun da düzenlenen
re'sen teklif 6100 sayılı kanununda öngörülmemiştir. Yeminin sadece taraflar
tarafından teklif edilmesi benimsenmiştir. Başgül, M. Mürsel, s.273 vd.
[11] Pekcanıtez, Hakan/ Özekes,
Muhammet/ Akkan, Mine, s.379; "Davacı Ali Ak tarafından davlı Bekir Bak
aleyhine açılan alacak davasında verilen 12.9.2012 tarihli ara kararı
gereğince; Açmış olduğunuz alacak davasında davalının ödeme savunmasının
tarafınızdan kabul edilmemsi sonucu, tarafınıza yapılan 14.5.2012 tarihinde
5.000 Lira ödemeyi almadığınız konusunda davalı tarafından yemin teklif
edildiğinden, 10.10.2012 günü, saat: 9.30'da yapılacak duruşmada belirtilen
hususta yemini eda etmeniz için hazır bulunmanız ve yemin konusu karşı tarafa
reddedebileceğiniz, geçerli bir mazeretiniz olmadan yemin için belirtilen gün
ve saatte hazır bulunup da yemin etmediğiniz takdirde belirtilen vakıayı ikrara
etmiş sayılacağınız ve aleyhinize sabit sayılacağı ihtaren tebliğ olunur."
Bu yemin davetiyesi örneğinde olduğu gibi yemin teklif edilen kişinin duruşmaya
gelmemesi halinde veya gelip yeminden kaçınması halinde ne gibi bir yaptırım
ile karşılaşılacağı da ihtar edilmiştir.
[12] Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/
Özekes, Muhammet, s.760-761; Özkök, Süleyman, s. 585
[13] Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/
Özekes, Muhammet, s.763"Ancak yemin teklif edilen olay, iki tarafın değil,
sadece yemin teklif olunan tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade
edilmez."
[14]
Yargıtay 13. HD. 18.03.1999, 1789/2106 tarihli kararında bu konuya ilişkin
bir konuyu incelemiştir. Buna göre; "yeminden kaçınmış sayılmak için
teklif edilen yemin metninin de usulüne uygun olması şart olduğuna karar
vermiştir." 13. HD. 18.03.1999, 1789/2106
[15] Aynı konuta ilişkin Hukuk Genel
Kurulu Kararı; "Bu hatırlatmanın yapılabilmesi için dilekçede en azından
sair deliller denilmesi gerekir. taraflar çık bir şekilde belirli delil veya
delillere dayanmış, bu yönde dahi ifade kullanmamışlarsa yemin hakkı
hatırlatılmaz" .HGK, 24.01.2007, 3-29/19
[16] HMK 24"Tasarruf
ilkesi": Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir
davayı inceleyemez ve karar bağlayamaz.
[17] Benzer bir görüşte olan Ejder Yılmaz, medeni usul kitabında; Davacı
dava dilekçesinde, davalı ise cevap dilekçesinde yemin delilini bildirmek
zorunda olduğundan(m.119/1-f,129/1-e) mahkemenin ancak bu durumda ( dava
dilekçesinde veya cevap dilekçesinde ya da ikinci cevap dilekçesinde, yemin
deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla
yükümlüdür.
[18]Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/
Özekes, Muhammet, s.761 " Uygulamada Yargıtay, hakimin davayı aydınlatma
ödevi çerçevesinde belli bir delili hatırlatma yetkisi bulunmadığını, ancak
taraf, delilleri arasında yemine dayanmışsa açıkça yemine dayanmasa dahi en
azından 'sair deliller' demişse, sair deliller içinde yemin de yer aldığından,
hakimin bu tarafa yemin teklif etme hakkı olduğunu hatırlatması gerektiği
görüşündedir. Bu hatırlatmanın yapılmaması ise bozma sebebi sayılmıştır." Örneğin;"Ancak
gerek 'sair deliller' ibaresinin doğuracağı sonuç gerekse hakimin yemin hakkını
hatırlatma zorunluluğunda olması artık Hukuk Muhakemeleri Kanunu düzenlemesi
çerçevesinde geçerli sayılamaz. Çünkü taraf dayandığı delilleri açıkça
göstermek zorundadır." 13. HD, 07.06.2002, 2840/6822 VE 9.HD,
28.1.2003,25756/793
Yorumlar
Yorum Gönder