Yüksek Lisans Tezi/Bitirme Projesi Danışmalığı için
İletişim: 0555 036 46 25
Sitemizi ziyaret edin: tezprojeyaz.wix.com/tezproje
İnstagram: @tezprojedanısmanlıgı
Av. Kaan Mahmut ERDEM
İÇİNDEKİLER
1. OLAYIN ÖZETİ
Somut uyuşmazlıkta, alacaklı tarafın, borçlu ile arasında
akdettiği ve ticari işletme rehni niteliğinde olan rehin sözleşmesine dayanarak
ve İcra İflas Kanunu uyarınca menkul rehininin paraya çevrilmesi yolu ile
borçluya karşı ilamlı takipte bulunmuştur. Bu bağlamda alacaklı ve borçlu
arasındaki ilamlı icra takibine konu teşkil eden ticari işletme rehninin üst
limiti 33.217.500- Yeni Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Alacaklı ve borçlu
arasında akdedilen ticari işletme rehininin bu üst limiti uyarınca, bankanın doğmuş
doğacak tüm alacakları için bu rehne dayalı olarak 33.217.500.-YTL üzerinden
talepte bulunabileceği belirtilmiştir. Buna karşın borçlu taraf kendisine
iletilen ilamlı icranın takibe konulamayacağını zira, akdedilen ticari işletme
rehin sözleşmesinin niteliği itibariyle kesin borç ikrarını içermesi gerektiği,
bu durumun söz konusu olmaması nedeniyle 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 38.[1]
maddesinde yer alan ilam niteliğine haiz bir belgenin bulunmaması nedeniyle
şikayetinin kabulüne ve icra emrinin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
2. ÇÖZÜMLENMESİ GEREKEN HUKUKİ PROBLEM
Yargıtay 12.
Hukuk Dairesi E. 2006/11792 K. 2006/ 14643 T.4.7.2006 sayılı kararında kesin
borç ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri
çıkarılamayacağı başka bir deyişle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
yapılıp yapılamayacağı hususu ile birlikte tarafa icra emri gönderilememesi,
kesin borç ikrarını içermeyen rehin sözleşmesinin İİK. M.38’de düzenlenen ilam
niteliğindeki belgelerden sayılamayacağı hususları üzerinde durulmaktadır.
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan kesin borç ikrarını içermeyen rehin
sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri çıkarılamayacağı ve kesin borç
ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri
çıkarılamayacağı uyuşmazlığın ana konusunu teşkil etmektedir.
3. MERCİİLERİN ÇÖZÜM TARZI
Yerel mahkeme
alacaklı ile borçlu arasında akdedilen ve ticari işletme rehni niteliğinde olan
rehin sözleşmesi çerçevesinde İcra İflas Kanunu ilgili maddeleri uyarınca
menkul rehininin paraya çevrilmesi yolu ile borçluya karşı ilamlı takipte
bulunmuş olup alacaklı ve borçlu arasındaki ilamlı icra takibine konu teşkil
eden ticari işletme rehninin üst limiti 33.217.500- Yeni Türk Lirası olarak
belirlendiği uyuşmazlıkta alacaklı ve borçlu arasında akdedilen ticari işletme
rehininin bu üst limiti uyarınca, bankanın doğmuş doğacak tüm alacakları için
bu rehne dayalı olarak 33.217.500.-YTL üzerinden talepte bulunabileceği
belirtilmiştir.Yerel mahkeme İİK. 150/h maddesi uyarınca borçluya ödeme emri
çıkartılamayacağı buna karşın alacaklının bahsi geçen belge için İİK m.145 ve
147.maddeleri uyarınca icra takibinde bulunabileceği hususu yerel mahkemece
atlanarak şikayetin reddine ve İcra emrinin iptaline karar verilmiştir.Borçlu
taraf ise yerel mahkemenin bu kararına karşı kendisine iletilen ilamlı icranın
takibe konulamayacağını zira, akdedilen ticari işletme rehin sözleşmesinin
niteliği itibariyle kesin borç ikrarını içermesi gerektiği, bu durumun söz
konusu olmaması nedeniyle 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 38.maddesinde yer
alan ilam niteliğine haiz bir belgenin bulunmaması nedeniyle şikayetinin
kabulüne ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davayı
temyize taşımıştır.
A. YEREL MAHKEMENİN KARARI
Yerel mahkeme İİK.366
ve HUMK 428.maddeleri uyarınca isabetli bir karar vermemiştir. Zira alacaklı
tarafından ticari işletme rehni sözleşmesine dayalı olarak yapılan taşınır
rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte borçluya icra emri göndermiş
olup rehin sözleşmesi niteliği gereği kesin borç ikrarını içermediğinden İİK.
38 maddesi uyarınca yazılı ilam niteliğine haiz belgelerden birisi değildir. Bu
nedenle İİK. 150/h maddesi uyarınca borçluya ödeme emri çıkartılamayacağı buna
karşın alacaklının bahsi geçen belge için İİK m.145 ve 147.maddeleri uyarınca
icra takibinde bulunabileceği hususu yerel mahkemece atlanarak şikayetin
reddine ve İcra emrinin iptaline karar verilmiştir.
B. YARGITAY DAİRESİNİN KARARI
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi E. 2006/11792 K. 2006/ 14643 T.4.7.2006 sayılı kararında
yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak kesin borç ikrarını içermeyen rehin
sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri çıkarılamayacağı başka bir
deyişle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılıp yapılamayacağı hususu
ile birlikte tarafa icra emri gönderilememesi, kesin borç ikrarını içermeyen
rehin sözleşmesinin İİK. M.38’de düzenlenen ilam niteliğindeki belgelerden
sayılamayacağı hususlarını değerlendirmiştir.
Diğer
bir üzerinde durduğu husus rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan kesin borç
ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri
çıkarılamayacağı ve kesin borç ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı
olarak borçluya icra emri çıkarılamayacağı noktasında odaklanmaktadır. Yargıtay
12.HD. İİK. 150/h maddesi uyarınca borçluya ödeme emri çıkartılamayacağı buna
karşın alacaklının bahsi geçen belge için İİK m.145 ve 147.maddeleri uyarınca
icra takibinde bulunabileceği hususu yerel mahkemece atlanarak şikâyetin
reddine ve İcra emrinin iptaline karar vererek yerel mahkeme kararını
bozmuştur.
4. GÖRÜŞÜMÜZ
Rehnin paraya
çevrilmesi yoluyla takip yapma zorunluluğu İİK.m.45’e dayanmaktadır. İİK.
M.45/I, c.1’e göre “ Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi
şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
yapabilir.” İİK.m..45hükmü maddi bir hukuk normu olmasının yanında maddi hukuk
hükümlerini de kapsayan emredici bir hukuk kuralı olup olmadığı hususu
tartışmalıdır.[2] Bu hüküm alacaklı
tarafından yapılacak icra veya iflas takiplerine ilişkindir. Alacaklı
tarafından borçluya karşı genel hükümlere dayanılarak açılacak olan alacak
davasını engellememektedir.[3]
Zira Yargıtay kararlarında da alacaklının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla
takipte bulunmaksızın alacak davası açması İİK. M.45 uyarınca uygun
düşmektedir.Buhüküm müteselsil kefil için uygulanmamakta borçlu taraf için
geçerlidir. Kefile karşı alacaklının haciz veya iflasa tabi bir kişi olması
halinde iflas yolu ile takip yapılabilmektedir. Zira bu durumda kendisi de
rehin vermiş borçlu konumundadır.
Bir diğer
incelenmesi gereken husus ise İİK. m. 38, 145, 147 ve 150.madde hükümleridir.
Kesin borç ikrarını içermeyen rehin sözlşemesi İİK.38 kapsamında düzenleme
alanı bulan ilam niteliğindeki belgelerden sayılamaz. Zira bu durumda borçluya
icra emri gönderilemez.[4]
Çünkü rehin sözleşmesinin niteliği itibariyle kesin borç ikrarını
içermediğinden İİK.m.38 uyarınca belirtilen ilam niteliğindeki belgeler
kapsamında bulunmamaktadır. Alacaklı tarafından ticari işletme rehni
sözleşmesine dayalı olarak yapılan taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile
ilamlı takipte borçluya icra emri göndermiş olup rehin sözleşmesi niteliği
gereği kesin borç ikrarını içermediğinden İİK. 38 maddesi uyarınca yazılı ilam
niteliğine haiz belgelerden birisi değildir.[5]
Ancak alacaklı bahsi geçen belge için İİK.m.145 ve 147.uyarınca icra takibinde
bulunabilir. [6]
SONUÇ
Yargıtay 12.
Hukuk Dairesi E. 2006/11792 K. 2006/ 14643 T.4.7.2006 sayılı kararında kesin
borç ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri
çıkarılamayacağı başka bir deyişle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
yapılıp yapılamayacağı hususu ile birlikte tarafa icra emri gönderilememesi,
kesin borç ikrarını içermeyen rehin sözleşmesinin İİK. M.38’de düzenlenen ilam
niteliğindeki belgelerden sayılamayacağı hususları üzerinde
durulmaktadır.Yargıtay 12.HD. İİK. 150/h maddesi uyarınca borçluya ödeme emri
çıkartılamayacağı buna karşın alacaklının bahsi geçen belge için İİK m.145 ve
147.maddeleri uyarınca icra takibinde bulunabileceği hususu yerel mahkemece
atlanarak şikâyetin reddine ve İcra emrinin iptaline karar vererek yerel
mahkeme kararını bozmuştur. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan kesin borç
ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı olarak borçluya icra emri
çıkarılamayacağı ve kesin borç ikrarını içermeyen rehin sözleşmesine dayalı
olarak borçluya icra emri çıkarılamayacağı uyuşmazlığın ana konusunu teşkil
etmektedir.
KAYNAKÇA
ERTURGUT
Mine, Menkullerin Paraya Çevrilmesi, Ankara, 2000
İPEKÇİ
Nizam, İcra ve İflâs Kanunu Tatbikatı, 7. Bası, Arıkan, İstanbul, 2007.
KAÇAK
Nazif, İlâmlı İcra, Seçkin, Ankara, 2007.
PEKCANITEZ
Hakan, Oğuz ATALAY, Meral SUNGURTEKİN ÖZKAN ve Muhammet ÖZEKES.
İcra ve İflâs Hukuku, 5. Bası, Yetkin, Ankara, 2007.
UYAR
Talih, Rehnin Paraya Çevrilmesi, 2. Bası, Manisa, 1992.
UYAR
Talih, “Paraya Çevrilmesi Özel Bir Usûlü Gerektiren Mal ve Haklar”, MBD, Yıl:
21, Sayı: 82, 2002/3, ss. 59–73.
[1]2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 38. maddesinde
belirtilen ilana haiz belgeler şunlardır. "Mahkeme huzurunda yapılan
sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter
senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler,
ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri
müteselsil kefalet hükmündedir."
[2] PEKCANITEZ Hakan, Oğuz ATALAY,
Meral SUNGURTEKİN ÖZKAN ve Muhammet ÖZEKES. İcra ve İflâs Hukuku, 5. Bası,
Yetkin, Ankara, 2007, s.127.
[3] İPEKÇİ Nizam, İcra ve İflâs
Kanunu Tatbikatı, 7. Bası, Arıkan, İstanbul, 2007, s.193.
[4] UYAR Talih, Rehnin Paraya Çevrilmesi,
2. Bası, Manisa, 1992, s.49.
[5] UYAR Talih, “Paraya Çevrilmesi
Özel Bir Usûlü Gerektiren Mal ve Haklar”, MBD, Yıl: 21, Sayı: 82, 2002/3, s. 59
[6] ERTURGUT Mine, Menkullerin
Paraya Çevrilmesi, Ankara, 2000, s.81.
Yorumlar
Yorum Gönder