KARAR İNCELEMESİ ÖDEV ÖRNEĞİ
MEDENİ USUL HUKUKU KARAR
İNCELEMESİ ÖDEV ÖRNEĞİ
İÇİNDEKİLER
I.
KARARA
KONU OLAN OLAYIN ÖZETİ
II.
MERCİLERİN
ÇÖZÜM TARZI
III.
UYUŞMAZLIK
KONUSU TESPİTİ
IV.
KONUNUN
İNCELENMESİ VE DEĞERELENDİRİLMESİ
A. TÜKETİCİ MAHKEMELERİ YÖNÜNDEN GÖREV VE YETKİ
SINIRI
B. SOMUT
OLAYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
V. SONUÇ
I. KARARA KONU
OLAN OLAYIN ÖZETİ
Somut uyuşmazlığımızda dava konusu
Tüketici hakem heyeti kararının iptaline ilişkindir. Hakem heyeti kararı Selçuk
ilçesi hakem heyetinin vermiş olduğu bir karardır. Bunun üzerine Yarg. 20. HD.
içtihat metninden anladığımız kadarıyla taraflardan biri tarafından dava
dosyası İzmir 6. Tüketici Hukuk Mahkemesine taşınmıştır.
II. MERCİLERİN
ÇÖZÜM TARZI
Somut uyuşmazlık öncelikle İzmir
vilayeti 6. Tüketici mahkemesine ulaşmıştır. İzmir 6. Tüketici mahkemesi 6502
sayılı yasanın 70. maddesinin 3. fıkrasına
atıfta bulunarak yetkisizlik kararı vermiştir.[1]
İzmir 6. Tüketici mahkemesi 6502 Sayılı yasanın 70/3.ün kesin yetki kuralı
teşkil ettiğini ve dolayısıyla re'sen gözetilebileceğine atıfta bulunarak
yetkili mahkemenin Selçuk Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi olduğuna
hükmetmiştir. Bunun üzerine dava dosyası Selçuk Asliye Hukuk mahkemesi önüne
gelmiştir. Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi davayı Tüketici Mahkemesi sıfatıyla
incelemiş ve davanın 4077 sayılı Kanun kapsamında kalıp
görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, ancak davanın açılış tarihi
itibariyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188
sayılı kararı[2] ile İzmir Tüketici
Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir Büyükşehir Belediye sınırları olarak
tespit edildiği, Selçuk ilçesinin de 5216 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi
uyarınca İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alındığı,[3] bu
nedenle anılan davaya (İş Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi kapsamında kalan davalar
gibi Tüketici Mahkemesi davalarına da) bakılma imkanının bulunmadığı, davaya
özel mahkeme olan İzmir Tüketici Mahkemeleri tarafından bakılması gerektiğinden
bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İçtihat metninden anladığımız
kadarıyla her iki mahkemenin kararları da kanun yoluna başvurulmadan
kesinleşmiştir. Bu vaziyette HMK 22/2 devreye girecektir. İki mahkemenin aynı
dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun
yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme,
ilgisine göre bölge adliye mahkemesinde veya Yargıtay'ca belirlenir. Sonuç
olarak dosya Yargıtay 20. HD.nin önene gelmiştir. 20. Hukuk Dairesi içtihat
metninde HMK 22/2 'ye atıfta bulunarak ancak her iki mahkemenin de aynı dava da
karşılıklı yetkisizlik veya görevsizlik kararlarına karşı mercii tayinin
kendisi tarafından yapılacağını belirtmiş ve somut uyuşmazlıkta böyle bir
durumun olmadığını sadece mahkemelerden birinin yetkisizlik diğerinin,
diğerinin ise görevsizlik kararı verdiğini dolayısıyla mercii tayini
yapamayacağı gerekçesiyle dosyayı mahalline iadesine karar vermiştir.
III. UYUŞMAZLIK
KONUSU TESPİTİ
Yargıtay 20. HD.nin içtihat
metninden anladığımız kadarıyla davada uyuşmazlık konusu İzmir 6. Tüketici
Mahkemesinin yetkisizlik kararı üzerine ve bu mahkemenin yetkili tayin ettiği
Selçuk Asliye Mahkemesinin görevsizlik kararına karşı nasıl bir yol
izleneceğidir.
IV. KONUNUN
İNCELENMESİ VE DEĞERELENDİRİLMESİ
A. TÜKETİCİ MAHKEMELERİ
YÖNÜNDEN GÖREV VE YETKİ SINIRI
6502
Sayılı Yasanın Tanımlar başlıklı 3. maddesinin e bendinde tüketicinin tanımı
yapılmıştır. Tüketici; Ticari
veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyidir.
Tüketiciler ilgili itirazlarının her Tüketici hakem heyetine iletebilirler.[4] Tüketici
hakem heyetine başvuru tavan fiyat uygulamasına tabidir. [5]Buna
göre; 6502 Sayılı Yasa Başvuru başlıklı 68. madde de, Değeri
iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine,
üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem
heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile
üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine
başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem
heyetlerine başvuru yapılamaz. Değer belirtilen miktarın altında ise tüketici
hakem heyetlerine başvuru mecburidir.
Ayrıca İl ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar tarafları
bağlar.[6]
Taraflar Tüketici hakem heyetinin verdiği kararlara karşı Tüketici mahkemesine
15 gün içinde itiraz edebilirler.[7] Fakat
itiraz için başvuru miktarının 2016 yılı itibariyle 3480 lira olması gerekir.
Bu değerin altındaki uyuşmazlıklar Tüketici mahkemesine taşınamamaktadır.[8]
Tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir. Kanun yolu bu davalarda
kapatılmıştır.
Tüketici
mahkemelerinin görevine ilişkin açıklamalar 6502 Sayılı Yasanın 73 vd.
maddelerinde belirtilmiştir.[9] Buna
göre tüketici mahkemeleri taraflardan en az birinin tüketici sıfatını taşıyan
gerçek veya tüzel kişi olması gerekmektedir. Zira kanunun 3. maddesinin e bendi
bunu belirtmiştir. Buna ek olarak tüketici işlemleri veya tüketiciye yönelik
tüm uygulamalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Tüketici işlemleri
kavramı kanunun tanımlar başlıklı kısmının l bendinde ayrıntılı olarak
düzenlenmiştir. Buna göre; l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet
piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki
amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya
tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık,
sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her
türlü sözleşme ve hukuki işlem.
Tüketici
mahkemelerinde yetki konusuna gelince öncelikle HMK'nın yetkiye ilişkin genel
kuralı burada hatırlatmakta yarar vardır. Bunun nedeni 6502 Sayılı yasada
yetkiye ilişkin ayrıntılı bir düzenlemenin bulunmamasıdır.[10]
Ayrıca kanunun 83. [11]maddesi
uyarınca bu kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. HMK
yetki hukuk davalarında yetki konusunu düzenleyen genel bir konudur, bu nedenle
yetki incelemesinde HMK'nın belirtilmesi
önemlidir.[12]
Yetki konusunda genel kural HMK 6'te düzenlenmiştir. Genel yetkili mahkeme,
davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Bu genel kuralın yanında genel kuralı kaldırmayan ona alternatif[13] özel
yetki kuralları da mevcuttur.[14] Zira
6502 Sayılı Kanunun 73. maddesinin5. fıkrası özel yetki kralıdır. Buna göre; Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin
bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir.
B. SOMUT
OLAYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
İnceleme
konumuz olan Yarg. 20. HD.'nin 2016/10 E.
, 2016/1817 K. sayılı ilamında
anlaşıldığı üzer; tarafların HMK 22/2'yi işleterek mercii tayini için
Yargıtay'a başvurmuşlardır. Fakat HMK
22/2 ancak iki farklı mahkemenin aynı davaya ilişkin karşılıklı olarak
yetkisizlik veya görevsizlik kararı üzerine merciinin tayinini bölge adliye
mahkemesi veya Yargıtay'ca yapılacağı benimsenmiştir. bölge adliye
mahkemelerinin dava sırasında kurulmamış olması sebebiyle mercii tayin
edebilecek yet Yargıtay'dır. İnceleme konusu uyuşmazlığımızda Selçuk tüketici
hakem heyetinin kararına karşı itiraz üzerine
davanın ilk olarak açıldığı İzmir 6. Tüketici Mahkemesi, yetki konusunu
kesin yetki olarak re'sen ele almış ve Selçuk
mahkemesinin yetkili görmüştür. Bunun temel nedeni 6502 Sayılı Yasanın
70/3'tür. (3) Taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına
karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin
bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. Dolayısıyla Selçuk tüketici hakem
heyetinin kararına karşı Selçuk Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla)
Mahkemesinin yetkili olduğu kanaatine varmıştır. Selçuk Asliye hukuk mahkemesi ise Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararına atıfta
bulunarak kendisinin görevli olmadığına karar vermiştir.
Somut olayın gelişiminden kolaylıkla
anlaşılabileceği gibi HMK22/2'nin şartları oluşmamıştır. Tek tek incelemek
gerekirse, iki farklı mahkeme ve aynı
dava olma şartları gerçekleşmiş olmasına rağmen bu iki mahkemenin karşılıklı
olarak vermiş olduğu yetkisizlik veya görevsizlik kararı mevcut değildir. Sonuç
olarak, Yargıtay özel dairesinin vermiş olduğu dosyanın mahalline iadesi
kararına katılmaktayım.
Buna rağmen çözümün ne olması
gerektiği Yargıtay 20 HD. tarafından içtihat metninden anladığımız kadarıyla
tartışılmamıştır. Selçuk Asliye Hukuk mahkemesi HSYK 'nın yukarıda
Bahsettiğimiz kararı ile gerçektende görevli olmaktan çıkmıştır. Büyükşehir
belediyesi olan İzmir'e bağlı Selçuk ilçesinin Tüketici hakem heyetinin
kararına itiraz özel mahkeme olan İzmir nöbetçi tüketici mahkemesi görevli
olduğu düşüncesindeyim. Dolayısıyla taraflar HMK22/2 'ye göre değil görevsizlik
kararı verilmesinden sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini düzenleyen HMK20[15]
uyarınca ya mahkemenin bu kararına karşı kanun yoluna başvuracaklar ya da dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini
Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinden istemelidirler.
SONUÇ
İnceleme
konusu yaptığımız uyuşmazlıkta tarafların davalarını Yargıtay'a taşımalarındaki
esas teşkil ettiklerini düşündükleri sorun her iki mahkemenin de karşılıklı
olarak yetkisizlik kararı verdiklerini sanmalarıdır. Bu nedenle HMK22/2
uyarınca merci tayininin Yargıtay'ca yapılması talep edilmiştir. Fakat yukarıda
belirttiğimiz ve Yarg. 20.HD.'sinin içtihat metninde de gösterildiği üzere
uyuşmalık HMK22/2 değildir. Bu hükmün şartları gerçekleşmemiştir. Halbuki
kanaatimce yapılması gereken HMK20'nin uygulamaya konulmasıdır.
BİBLİOGRAFYA
Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder/ Taşpınar Ayvaz, Sema: Medeni Usul
Hukuku, 1. Baskı, Ankara, 2016
Baki, Kuru/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabi, 24. Baskı,
Ankara, 2014
Ercan, İsmail: Medeni Usul Hukuku, İstanbul, 2011
Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekes, Muhammet: Medeni Usul
Hukuku, 14. Bası, Ankara, 2013
Karslı, Abdurrahim: Medeni Muhakeme Hukuku , 4. Baskı,
İstanbul, 2014
Postacıoğlu, İlhan, E.: Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Baskı,
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1975
Çokar, Zuhal: Genel Olarak Görev ve Yetki Konusu, İdare Hukuku ve
İlimleri Dergisi, 1985/1-3
Kuru, Baki: Hukuk Usulünde Görevsizlik ve Yetkisizlik Kararı
Üzerine Yapılacak Muameleler, AÜHFD XXIV, 1964/1-4
Tutumlu, Mehmet, Akif: Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararlarına
Karşı İtiraz Davasında Yetkili Mahkeme Sorunu, Legal Hukuk Dergisi, Şubat 2007,
S. 50
Pekcanıtez, Hakan: Tüketici Mahkemeleri,
İBD, 1996/4-5-6
KISALTMALAR
İBD: İstanbul Barosu Dergisi
AÜHFD: Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Yarg.: Yargıtay
HD: Hukuk
Dairesi
HGK: Hukuk
Genel Kurulu
C.: Cilt
No
S.: Sayı
s.: Sayfa
HMK: Hukuk
Muhakemeleri Kanunu
HUMK: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
vd.: Ve
Devamı
K.: Karar
No
E.:
Esas No
[1] 6502 Sayılı Yasa, Karar ve karara itiraz başlıklı
MADDE
70- (1) İl
ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar tarafları bağlar. (Ek cümle:
10/9/2014 - 6552/140 md.) Tüketici hakem heyetlerince vekâlet ücreti ödenmesine
karar verilemez.
(2) Tüketici hakem heyeti
kararları 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre
taraflara tebliğ edilir. Tüketici hakem heyetinin kararları, İcra ve İflâs
Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine
getirilir.
(3) Taraflar, tüketici hakem
heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde
tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz
edebilir. İtiraz, tüketici hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak
talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici hakem heyeti kararının icrasını tedbir
yoluyla durdurabilir.
[2] HSYK'nın ilgili kararında;
14-Tüketici
Mahkemeleri Konusunda;
I-Müstakil
tüketici mahkemesi kurulmuş olan yerlerde;
a)Büyük Şehir Belediyesi
oluşturulan ilin adıyla kurulu ağır ceza merkezlerinde kurulan müstakil
tüketici mahkemelerinin yargı alanının Büyükşehir belediye sınırları olarak
tespit edilmesine,
b)Büyük Şehir Belediyesi
oluşturulmamış il ve ilçe ağır ceza merkezleriyle ağır ceza mahkemesi
bulunmayan ilçelerde kurulu müstakil tüketici mahkemelerinin yargı çevresinin,
bu yer asliye hukuk mahkemelerinin yargı çevresi ile aynı olmak üzere
belirlenmesine,
(Değişik: 19.07.2007 tarih
ve 336 sayılı H.S.Y.K. Kararı ile) Bakırköy tüketici mahkemesi yargı alanının
Bakırköy asliye hukuk mahkemelerinin yargı çevresi ile aynı olarak
belirlenmesine
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte; büyükşehir belediye sınırları, İstanbul ve Kocaeli ilinde, il
mülkî sınırıdır. Diğer büyükşehir belediyelerinde, mevcut valilik binası merkez
kabul edilmek ve il mülkî sınırları içinde kalmak şartıyla, nüfusu birmilyona
kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu birmilyondan
ikimilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı otuz kilometre, nüfusu
ikimilyondan fazla olan büyükşehirlerde yarıçapı elli kilometre olan dairenin
sınırı büyükşehir belediyesinin sınırını oluşturur.
(Mülga ikinci fıkra:
6/3/2008-5747/3 md.)
Bu sınırlar içinde kalan
köylerin tüzel kişiliği sona ererek mahalleye dönüşür. Bu şekilde oluşan
mahallelerin katılacağı ilçe veya ilk kademe belediyesi, büyükşehir belediye
meclisince belirlenir. Orman köylerinin tüzel kişiliği devam eder. Ancak
ormanlarla ilgili diğer kanun hükümleri saklı kalmak üzere bu köyler imar
bakımından büyükşehir belediyesinin mücavir alanı sayılırlar. Bu köylerde su ve
kanalizasyon hizmetlerini yürütme görev ve yetkisi ilgili büyükşehir
belediyesine bağlı su ve kanalizasyon idaresine aittir.
Birinci fıkra gereğince
büyükşehir belediyesi kapsamına alınan ilçelerin mülkî sınırları içinde kalan
belediye ve köyler ile, büyükşehir belediyesi kapsamına alınan belediyelerin
mücavir alan sınırları içerisinde bulunan köylerden; birinci fıkrada belirtilen
mesafelerin dışında kalan belediye ve köyler, bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren altı ay içinde belediye meclisi veya köy ihtiyar heyetinin talebi
üzerine büyükşehir belediye meclisinin kararı ve İçişleri Bakanlığının onayı
ile başka bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediye sınırları içine
alınabilir. Bu köylerin mahalle olarak hangi ilçe veya ilk kademe belediyesine
katılacakları aynı meclis kararında gösterilir. Birinci fıkra gereğince
büyükşehir kapsamına alınan belediyelerin sınırlarında yerleşim düzeni
gerekleri dikkate alınarak bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir sene içinde
büyükşehir belediye meclisinin talebi üzerine İçişleri Bakanlığınca gerekli
değişiklikler yapılabilir.
Büyükşehir belediye
sınırlarına alınan belediyelerin organları büyükşehir belediyesi ilçe veya ilk
kademe belediyesi organları; köy muhtar ve ihtiyar heyeti ise mahalle muhtar ve
ihtiyar heyeti olarak ilk mahalli idareler genel seçimine kadar görevlerine
devam ederler.
Tüzel kişiliği kalkan
köylerin malvarlıkları hak, alacak ve borçları mahalle olarak katıldıkları
belediyeye devredilir.
Büyükşehir belediye
kapsamına alınma nedeniyle meydana gelecek mülki sınır değişiklikleri katılma
durumuna uygun olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümlerine göre çözülür.
[4] 6502
Sayılı Kanun Tüketici Hakem Heyeti
Kuruluşu ve görev alanı
MADDE 66- (1) Bakanlık, tüketici
işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara
çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde ve yeterlilik şartları yönetmelikle
belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturmakla
görevlidir. Pekcanıtez, Hakan, s.141 vd.
[5] Tutumlu, Mehmet, Akif, s.
455 vd.
[6] 6502 Sayılı Kanun Madde 70. Karar ve
karara itiraz
MADDE 70- (1) İl ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği
kararlar tarafları bağlar. (Ek cümle: 10/9/2014 - 6552/140 md.) Tüketici
hakem heyetlerince vekâlet ücreti ödenmesine karar verilemez.
(2) Tüketici hakem heyeti kararları 11/2/1959
tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre taraflara tebliğ
edilir. Tüketici hakem heyetinin kararları, İcra ve İflâs Kanununun ilamların
yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir.
(3) Taraflar, tüketici
hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde
tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz
edebilir. İtiraz, tüketici hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak
talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici hakem heyeti kararının icrasını tedbir
yoluyla durdurabilir.
(5) Tüketici hakem heyeti
kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.
[8]Pekcanıtez, Hakan/ Atalay,
Oğuz/ Özekes, Muhammet, s. 124 vd.
[9] bkz: Kuru, Baki, s.155 vd.
Tüketici mahkemeleri
MADDE 73- (1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik
uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici
mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık,
tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve
492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.
(3) Tüketici örgütleri üst kuruluşlarınca
açılacak davalarda bilirkişi ücreti ve davanın davacı aleyhine sonuçlanması
durumunda, hükmedilen vekâlet ücreti Bakanlıkça karşılanır. Davanın, davalı
aleyhine sonuçlanması durumunda, bilirkişi ücreti Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir
kaydedilir.
(4) Tüketici mahkemelerinde
görülecek davalar 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun
Altıncı Kısım hükümlerine göre yürütülür.
(5) Tüketici davaları,
tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de
açılabilir.
[10] 6502 Sayılı yasanın 73.
maddesinin 5. fıkrası yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Postacıoğlu, İlhan, E, s.124 vd.
[11] Diğer hükümler
MADDE 83- (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel
hükümler uygulanır.
(2) Taraflardan birini
tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması,
bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin
hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
[12] Nitekim 9. HD.'nin
görüşüde bu yöndedir; "Yetkili mahkemeye ilişkin özel hüküm bulunmadığı
durumlarda, genel hükümlere başvurulması usul kurallarındandır." 9.HD,
15.05.2002, 8663/8309
[13] HGK .04.06.2003,19-420/411" Özel yetki
genel yetkiyi ortadan kaldırmaz ise de, onun yanında varlığını sürdürür;
dolayısıyla, dava davacının seçimine göre hem genel hem de özel yetkili
mahkemede açılabilir."
[14]Pekcanıtez, Hakan/ Atalay,
Oğuz/ Özekes, Muhammet s.168, Karslı, Abdurrahim, s.268, Arslan, Ramazan/
Yılmaz, Ejder/ Taşpınar Ayvaz, Sema s,736 vd.; Baki, Kuru/ Arslan, Ramazan/
Yılmaz, Ejder, s. 756
[15] HMK 20; Görevsizlik veya
yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği
anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak
kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu
başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı
veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye
gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın
açılmamış sayılmasına karar verilir.
Yorumlar
Yorum Gönder