TURİZMDE REKABET





Değerli Arkadaşlar,
Bu çalışmamızda turizmde rekabet olgusunu mikro ve makro değişkenler ışığında ele alacağız. Çalışmaya ilişkin bir sorularınız varsa yorumlar bölümünden yazabilir veya bize mail atabilirsiniz:

Tez/Bitirme Projesi Danışmalığı için: Whatsapp İletişim: 0555 036 46 25sosyalbilimlertezyaz@gmail.com





TURİZMDE REKABET
MİCRO VE MAKRO DEĞİŞKENLER IŞIĞINDA İNCELEME



MİŞİ VE ANDREA’YA….

Minnet ve Saygı ile…


TURİZM SEKTÖRÜNDE REKABET


ÖZET

Turizm sektörü son yıllarda en hızlı gelişen sektörlerden biri olup ülkeye sağladığı döviz getirisi, oluşturduğu yüksek istihdam, dış ödemeler, ve dış ticaret bilançolarının denetlenmesine yardımcı olması gibi işlevsel özelliğin yanında ulusların birbirleriyle ilişkisini düzenleyen bir işleve sahip olması nedeniyle de artan bir öneme sahiptir. Turizm gelirlerinin ulusal ekonomideki değeri nedeniyle bu çalışmada ilk olarak turizmin ekonomik analizi ele alınmıştır. Sonraki aşamada ise turizm piyasasında rekabet piyasası ele alınmış ve piyasalara ilişkin detaylı bir incelemede bulunulmuştur. Bu çalışmanın amacı turizmde rekabet olgusunun ulusal ekonomilerdeki yerine ilişkin değerlendirmede bulunmak, Türk ekonomisindeki sorunlar üzerinde durularak arz-talep dengesinin taraflarına çözüm yollarının sunulmak istenmesidir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Enflasyon, Rekabet Piyasası, Yüksek İstihdam, Ulusal Ekonomi


COMPETITION IN THE TOURISM INDUSTRY

ABSTRACT


Tourism industry is one of the fastest growing industries in recent years. It is gaining more importance for the foreign currency inflow brought to the country, high employment rates provided, foreign payments and trade balance adjustments supplied and international communication enabled. In this study, because of the value of the tourism revenues in national economy,it is discussed the conceptual study of tourism.In the next step, it will try to be analized the competition in the torurism market and has been made a detailed analysis on the market.The aim of this research to be discussed the assessment of tourism in the competitionin place of national economy, with emphasis on issueson the side of supply and demand schedule on the problems of Turkish economy.

Key Words: Tourism, Inflation.Competitive Market, High Employment, National Economy




İÇİNDEKİLER


TABLOLAR DİZİNİ




ŞEKİLLER DİZİNİ



GİRİŞ

Küreselleşen dünya ve teknolojideki ilerlemeler turizm sektörünü de derinden etkilemiş, ülkeler sürdürülebilir rekabet gücü elde etmek için üretkenliklerini artırma ve kaliteli bir hizmet anlayışına sahip olabilmek için yoğun bir çaba içerisine girmişlerdir. Turizm kavramsal açıdan ele alındığında çok katmanlı bir yapı arz etmekte olup, diğer sektörlerle de yoğun ilişki içerinde olan bir dizi eylemler bütünüdür. Söz konusu bütünün yönetiminde yer alan aktörlerin turizmin ulusal ekonomiler üzerindeki etkisini kavramış, müşteri memnuniyetini ön plana alan, üretimde ve verimlilikte ülke refahını baz alan yapıda olması beklenmektedir. Yönetim hususu aynı zamanda rekabete etki eden faktörlerden olup rekabet avantajı elde etmek isteyen ülkeler açısından çok önemli bir husustur.

Turizm, üretim ve tüketim zincirinin halkasını oluşturan, makro ekonomik açıdan bakıldığında da ekonomide diğer sektörler ile paralellik arz edecek kadar etkiler yaratan bir sektördür. Başka bir deyişle turizm çok katmanlı bir yapı sergileyen ve ekonomik, sosyal, çevresel ve fiziksel etkileri olan diğer bilim dalları ile doğrudan ilişki içerisinde, farklı disiplinleri bünyesinde barındıran karmaşık, çok yönlü sosyo-ekonomik bir faktör, uluslararası ekonomik bir harekettir. Turizm ekonomideki diğer sektörlerle paralel bir yapı sergilemekte olup bir ürünün reklam ve satış, pazarlama, kalite kontrolü, dağıtımı ve istihdamı hususlarında ayrıntılı ve titiz bir çalışma yapılmasını gerekli kılmaktadır. Turizmde rekabet konusu diğer sektörleri de etkilediğinde bu bağlamda önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, turizm diğer bir deyişle “bacasız sanayi” tabiriyle bilinen kavramın yapısal özellikleri eşliğinde rekabet olgusu ele alınacak, Türkiye’nin turizmde hak ettiği değere kavuşması için yapılması gerekenlerin fonksiyonel bazda ele alınmasıdır.


Bu çalışmada turizmde rekabet konusu yapısal özellikleriyle dört bölümde ele alınmış olup rekabeti etkileyen faktörler eşliğinde Türkiye’nin rekabet gücü elde etme hususunda yaşadığı sorunlar temel alınarak, Avrupa ülkeleri bazında karşılaştırılmalı olarak incelenecek, konuya ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri sunulacaktır. Dolayısıyla turizmde rekabetin ne ölçüde önemli olduğunun anlaşılması için ilk adımda turizm sektörünün ekonomik analizi yapılmış, sonraki adımda rekabet piyasalarının özellikleri turizm sektörü ile ilişkilendirilerek tartışılmış ve son aşamada Türkiye’nin turizmdeki yeri ve önemi, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ışığında değerlendirilmiştir.


BİRİNCİ BÖLÜM

I.                   TURİZM SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK ANALİZİ

1.1.Turizm Sektörünün Kavramsal İncelenmesi ve Yapısı

          Bilim ve ekonomik çevrelerde turizm sektörü ve turizm ekonomisine ilişkin konular önem arz etmekte ve kavramsal tartışmalara girilmektedir.[3] Bunun başlıca nedeni turizm sektöründe emek istihdamı çerçevesinde üretim ve tüketim yapılmakta ayrıca sermaye malı kullanımının söz konusu olmasıdır. Dolayısıyla ekonomideki diğer sektörlerle paralel bir yapı sergilemekte olup bir ürünün reklam ve satış, pazarlama, kalite kontrolü, dağıtımı ve istihdamı hususlarında ayrıntılı ve titiz bir çalışma yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle devlet turizm sektörünün ekonomideki yerine binaen kamu ve özel sektör temsilcilerini desteklenmesinden yanadır. Zira ekonomik parametrelere bakıldığında sektörün son 50 yıl içindeki gelişimi bu hipotezi doğrular niteliktedir.[4]
    
     Tarihi gelişim açısından incelendiğinde tekerleği bulan ve ticaret hayatıyla meşgul olan Sümerlere uzanan bir geçmişi vardır. Yine deniz ticareti ile uğraşan Fenikelileri de bu kapsamda değerlendirmek gerekir.[5] Eski Mısır’da piramitleri görmek üzere yapılan geziler, Eski Yunan’da Olimpiyat oyunlarının izlenmesi amacıyla yapılan geziler yine Roma İmparatorluğu’nun geniş bir coğrafyaya yayılması nedeniyle seyahatlerin artması söz konusu dönemlere ait bilinen ilk turizm örnekleri sayılabilir. Turizm kavramına ilişkin yapılan ilk tanımlardan biri Guyer Feuler’e aittir.[6]
“Gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinmeleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine, doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan ve özellikle ticaret ve sanayinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin bir sonucu olarak uluslar arası toplulukların birbirlerine daha çok yaklaşmasına olanak veren bir olaydır.”

Sanayi Devrimi öncesinde insanların sürekli olarak yaşadıkları yerlerden ticaret, din, dış baskılar, politik nedenler, kuraklık, eğitim gibi nedenlerden dolayı başka yerlere göç etmesi günümüzle karşılaştırıldığında ekonomiye gözle görülür katkılar sunamamaktaydı.[7] İngiltere’de 19.yy sonlarında başlayan II. Sanayi Devrimi dünya ekonomisinde çok ciddi değişimlerin yaşanmasına neden olmuştur Turizm sektöründe meydana getirdiği değişiklikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:[8]

Tablo 1: II. Sanayi Devrimi’nin Turizm Sektöründe Meydana Getirdiği Değişiklikler[9]
1.Gelir Artışı
Ülkelerin milli gelirlerindeki artış kişi başına düşen geliri artırmış; bu da tüm mal ve hizmetlere bu arada turizm ürününe olan talebi de artırmıştır. Dolayısıyla satın alma gücündeki artış, refah düzeyinin yükselmesi uluslar arası turizm sektörünün canlanmasına neden olmuştur
2.Teknolojik Gelişmeler
Mal ve hizmet üretiminde teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni yöntemler bulunmuş ve üretim zincirindeki üretim faaliyetleri süresi çok kısalmıştır. Bu da üretimde rol alan insanlar açısından boş zaman yaratılmasına ve bu suretle yine turizmde canlılık sağlanmıştır.

3.Ürün Çeşitliliği
İnsanların satın alma gücündeki artış tüketim mekanizmasında bazı değişikliklere sebep olmuştur. Bunlardan biri tüketicinin tüketim alışkanlığı ve harcama kalıbın değişkenlik göstermesidir. Ürün türlerinde yapılan değişim uluslar arası turizm sektörünün canlanmasına sebebiyet vermiştir.[10]
Kaynak: Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156

Turizm kavramsal açıdan incelendiğinde üretim ve tüketim zincirinin halkasını oluşturan, makro ekonomik açıdan bakıldığında da ekonomide diğer sektörler ile paralellik arz edecek kadar etkiler yaratan bir sektördür. Başka bir deyişle turizm çok katmanlı bir yapı sergileyen ve ekonomik, sosyal, çevresel ve fiziksel etkileri olan diğer bilim dalları ile doğrudan ilişki içerisinde, farklı disiplinleri bünyesinde barındıran karmaşık, çok yönlü sosyo-ekonomik bir faktör, uluslar arası ekonomik bir harekettir.
           
Makro ekonomideki etkilerinin anlaşılmasıyla birlikte turizm sektörü giderek öne kazanmış, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümenin en önemli kaynaklarından biri haline gelmiştir. World Tourism Organization (WTO) verilerine göre uluslar arası turist sayısı 2020 yılında 1.6 milyar kişi ve 2 trilyon dolar, 2050 yılında ise iç ve dış turizm gelirinin kümülatifte 24.2 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir.[11] Turizm sektörü açısından bu rakamların her geçen yıla göre artması beklenmektedir.
           
Turizm sektör olarak diğer sektörlerle paralel bir gelişme göstermekte ve benzer nitelikte bazı yapısal özellikleri bünyesinde barındırmakla birlikte sui generis[12] bir yapı arz etmektedir. Başka bir deyişle turizm ekonomik yapısının daha net ortaya konulabilmesi için olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkisinin turizmin yapısal özellikleri de nazara alınarak ortaya konulması gerekmektedir.Turizmin sektörel bazı karakteristik özellikleri aşağıda belirtilmiştir[13]:
        i.            Turizm sektörü sui generis bir yapılanma olmakla birlikte bir perdeli olarak nitelendirilebilecek bir ihracat sektördür. Çünkü diğer sektörlerde üretilen mal veya hizmetten bahsetmek mümkün iken bu sektörde sunulan bir hizmet olmakla birlikte farklı bir görünün arz etmektedir. Dolayısıyla fiziksel olarak bir varlığı bulunmamakla taşınabilen bir eşya statüsünde de olmadığı için görünmeyen ihracat (invisible trade) sektörü denilmektedir.[14]
      ii.            Turizm sektörü çok katmanlı bir kavram olması dolayısıyla diğer sektörlerle de ilişki içindedir. Doğrudan hizmet sunan sektörler olduğu gibi (yeme-içme, eğlence, seyahat) dolaylı yoldan hizmet sunan bankacılık, tekstil, otomotiv gibi sektörlerde bulunmaktadır.
    iii.            Turizm sektörü ile bazı kültürel değerler anlam taşımakta ekonomik bir getirisi söz konusu olmaktadır. Az gelişmiş ülke ekonomileri için bu durum özellikle bir anlam ifade etmekte serbest mal statüsündeki kültürel değerler ilgili coğrafyaya mal olmakta ve bölgesel gelişmeye katkı sunmaktadır.
    iv.            Turizm sektörü çok katmanlı bir kavram olup bünyesinde konaklama, eğlence ve ulaştırma gibi çok farklı piyasa türlerini barındırmaktadır. Çoğunlukla turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin eksik piyasa koşullarında faaliyet gösterdikleri görülmektedir.
      v.            Turizm sektörü çevresindeki gelişmeler ve olumsuz ortam koşullarından çok çabuk etkilenen bir yapı arz etmektedir. Ekonomik kriz, isyan, savaşlar, salgın ve bulaşıcı hastalıklar turizm sektörünü olumsuz yönde etkilemektedir. Turizm sektörü diğer sektörlere nazaran bu yönüyle daha hassas konumdadır.
    vi.            Turizm reelde zorunlu olmayan gereksinmeler sınıfında yer alan bir sektördür. İnsanların öncelikle yeme-içme barınma gibi zorunlu temel gereksinmeleri karşılamaları gereklidir. Dolayısı ile ilk adımda zorunlu gereksinmeleri karşılayan bir insanın turizm sektörüne katkı sunması gerekir. İnsanların tasarrufları nispetinde turizm sektörünün de zenginleştiği söylenebilir.[15]
  vii.            Turizm sektörü yüksek rekabeti öngören dinamik bir yapılanmadır. Dolayısı ile teknolojik gelişmelere, tüketim kültüründeki farklılaşmalara ayak uydurması beklenmektedir.[16] Aksi takdirde kendisinden beklenen faydayı veremeyeceği gibi arz eldesi düşer. Sektörün dinamik yapısı nedeniyle çevresindeki değişimlere ayak uyduramayan turizm işletmelerinin barınması oldukça zordur.
viii.            Turizm sektöründe arz ve talebi etkileyen faktörler diğer mal veya hizmetlerin arz ve talebini etkileyen faktörlerle paralellik göstermekle birlikte bazı yönlerden ayrılmaktadır. Örneğin temel ekonomik parametrelerin yanında gelenek-görenekler, sosyal ve kültürel değer yargıları, moda vs. unsurlar önemli rol oynamaktadır.
    ix.            Turizmin ulusal ekonomiye yaptığı katkılar kuşkusuz olmakla birlikte bu katkının matematiksel olarak ifadesi mümkün değildir.Turizm harcamalarının tam ve net bir ölçümünün yapılamaması ikinci verilerin yetersizliği nedeniyle mümkün değildir.Mevcut verilere de turistlerle yapılan anketler aracılığı ile ulaşılması ulusal ekonomideki katkı payı belirlenememektedir.
      x.            Turizm sektörüne yönelik bazı özeliklerden dolayı tam ve sağlıklı bir veri analizi mümkün değildir. Örneğin bir otomobil fabrikasında işçilerin verimliliğini ölçmek için kullanılan parametreler bellidir. Öncelikle girdi-çıktı değerlendirmesi yapılır, verimlilik ölçülür; ürün kalitesine ilişkin bazı verilerde kullanılarak ürünü test etmek mümkün hale gelir. Oysa turizm yapısı gereği buna izin vermemektedir.[17]

1.2.Turizm Ekonomisi Kavramı


Globalleşen dünyada iş hayatının faklılaşması ve iş koşullarının zorlaşmasıyla birlikte, teknolojinin hızla ilerlemesi, sanayiye verilen önemin artması, hızlı kentleşme gibi hususlardan etkilenen bireyler temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tasarruf etme yoluna gitmiş, turizme kaynak yaratmak için çaba sarf etmiştir. [18]Daha açık bir deyişle bireyler turizme ayırdıkları bütçeyi yeme-içme gibi reel ihtiyaçlarını karşılamak için olmazsa olmaz bir unsur olarak görmeye başlamıştır. Ağır ve yorucu iş hayatı, hava kirliliği, trafik sorunu gibi nedenlerden etkilenen insanoğlu daha verimli çalışabilmek için daha fazla dinlenme ihtiyacı içerisindedir. Buna teknolojideki gelişmeler/olanaklar da eklenince bireylerin yaşadıkları yerlerden geçici olarak ayrılarak turistik gezilere, kültürel aktivitelere katıldıkları gözlenmektedir.[19]

Önemle belirtilmesi gereken husus tüm bu kriterlerden yola çıkıldığında turizmin arık lüks olmadığı ve temel ihtiyaçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği noktasına ulaşılır. Turizm bu noktada makro düzeyde ekonomik etkileri olan bir sektör olarak değerlendirilmelidir. Çünkü turizm kendi içinde yeme-içme, barınma, eğlence, konaklama gibi faaliyetleri barındırmakta, dinamik ve çok bileşenli bir yapı sergilemektedir. Bireylerin turizme bütçe ayırıp da bu bileşenlerden yararlanabilmesi için öncelikle parasal bir kaynak yaratması ve kazancından tasarrufta bulunması gereklidir. Çünkü turizm için kaynak ayıran bir insan için öncelikle konaklama ve ulaşım faktörü önemli rol oynamaktadır. Daha sonra yeme-içme ve eğlence varsa kültürel değerleri ziyaret gibi hususlarda kaynak ayırması gereklidir.[20]

Paranın dolaşım hızına kavuşması ülke ekonomisindeki diğer sektörlere katkı sunacak, birtakım ilave ekonomiler yaratılmasına olanak tanıyacaktır. Bir ülkede tursit harcamalarından elde edilen gelir turizm sektörü başta olmak üzere diğer sektöre de etkilemekte ve turizm ülkesinde yaşayan insanlara katkı sunmaktadır. Bu olayın arz ve talep olmak üzere iki yönlü bir boyutu vardır.[21] İlki ülkede üretilen mal veya hizmetlerin turistlere satılmak üzere sunulması denklemin arz yönünü, turistlerin ise söz konusu mal veya hizmetleri satın almak istenmesi ise talep yönünü oluşturmaktadır. Söz konusu mal ve hizmetler de üretim, tüketim, pazarlama ve dağıtım aşamalarından geçmekte ve üretim zincirinin halkasını oluşturmaktadır. Ancak yukarıda belirtildiği üzere turizm yapısı gereği diğer sektörlerden ayrılmakta kendine özgü sui generis bir yapı sergilemektedir.[22]

Turizmdeki ürün üretimi daha kompleks bir yapı sergilemekle beraber bünyesinde haberleşme, bankacılık, yeme-içme, eğlence başta olmak üzere birçok sektörle işkili olmak zorundadır. Turizm sektörü diğer sektörlerden mal veya hizmet alarak turizm ürünü adı altında kümülatif bir bütünlük arz edecek şekilde tüketiciye sunmayı hedeflemektedir. Ülkelerin seçtiği ekonomik yapı turizmin sunduğu katkıyı daha da zenginleştirebilmekte ve üretim halkasında bir incir oluşturmaktadır.[23]

1.1.1.Turizmin Mikro Ekonomik Açıdan İncelenmesi

Ekonomi kıt kaynakların en verimli şekilde kullanılarak sorunlara çözüm arayışları kapsamında çalışmalar yapan bir bilim dalıdır. Ekonomi kendi içinde temel anlamda iki ana bölüme ayılmaktadır. Bu başlık altında turizm sektörünün mikro ekonomi[24] açıdan incelenmesi yapılacak, etkileri değerlendirilecektir. Mikro ekonomik açıdan incelemede temelde ele alınacak konular ise şu şekilde şematize edilebilir:
Tablo 2: .Mikro Ekonominin turizme uygulanmasıyla birlikte hem arza hem de talebe etki eden faktörler[25]
Bireysel ekonomik kararların oluşturulması
  Arz ve talep
Hangi malların nasıl ve kimler için üretileceği
Çeşitli piyasalardaki piyasa dengesi
Maliyet analizi
Tüketici için fayda
Kaynaklarn Dağılımı
Üretici için kar maximizasyonu
Etkin ve Verimli Kullanım
Tüketiciler için fayda
Alternatif Maliyet Olgusu
Fırsat Maliyeti
Üretim ve Tüketim
Diğer Üretim Faktörleri
Fiyatlar
Arz ve Talep
Kaynak: Çimat, A., & Bahar, O. (2003). Turizm Sektörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve ÖnemiÜzerine Bir Değerlendirme. Akdeniz University Faculty of Economics & Administrative Sciences Faculty Journal/Akdeniz Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 3(6)

Tüm bu tablodaki faktörler mikro ekonomik etkinin belirlenmesi amacıyla inceleme konusu yapılabilir ve turizm sektöründeki tüketici davranışlarının ve harcama kültürünün saptanması mümkün kılınabilir. Arza ve talebe etki eden faktörlerin neler olabileceği ayrıntılı olarak incelendiğinde veriler doğrultusunda turist harcamalarının mikro ve makro düzeydeki bilgisine ulaşmak mümkündür. Üretim ve maliyet gibi temel yöntemlerle turizmde kısa ve uzun dönem üretim ilişkileri analize konu olabilir. Ayrıca maliyet hesaplamaları tur rehberleri, operatörleri, kalınan yer anlamında apart, otel, pansiyon gibi işletmelerin risk faktörü çerçevesinde karşı karşıya kalabilecekleri durumlara ilişkin maliyetler hesaplanabilir. Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmeyen ülkeler açısından inceleme yapıldığında nihai amacın tam istihdamın sağlanması olduğu kuşkusuzdur.[26]

Ülkede var olan turizm kaynaklarının tam istihdama ulaşılabilmesi açısından nasıl kullanılacağı, alternatif maliyet hesaplamaları, arz-talep dengesi gibi hususlar turizm sektöründe önem arz etmektedir. Mikro ekonomideki incelenmesi gereken tüm reel sorunların tüketici refahı üzerindeki analizlere etki edeceği ve turistlerin hangi mala ne şekilde ve nasıl ulaştığı, neden tercih edildiği, tercih edilme oranı, turizm sektöründe pazar payı elde etme gibi konulara da katkı sağlayacağı kuşkusuzdur.[27]

1.2.2. Turizmin Makro Ekonomik Açıdan İncelenmesi

1929 Büyük buhran neticesinde ortaya çıkan ve etkileri araştırılan bir kavram niteliğinde olan makro ekonominin ilk kez 1933 yılında Regnes Frish tarafından kullanıldığı yanılgısı hakimdir. Keynes ekonomide 4 temel makro piyasa modelinden yararlanmış ve devletlerin istikrar politikalarını kuramsal çerçevede ortaya koyarak incelemelerde bulunmuştur:
        i.            Para
      ii.            Tahvil
    iii.            Emek
    iv.            Mal
Makro ekonominin inceleme konuları ise şu şekilde kategorize edilebilir:

Tablo 3:Makro ekonominin arz-talep dengesini etkileyen unsurları
Milli Gelir                                         Net İhracat
Para                                                   İstihdam
Nominal ve Reel Faiz                       Reel Faiz
Toplam Üretim                                 İşsizlik Oranı
ToplamYatırım                                 Büyüme
Toplam Tasarruf                              Kalkınma
İhracat                                               Enflasyon
İthalat                                                Bankacılık
Kaynak: Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156
                                                                                
Mikro ekonomik bir büyüteç yardımıyla mikro bileşenleri görmek üzere kurulu iken makro ekonomi adeta bir teleskop etkisiyle bütünü görmek ister. Daha başka bir deyişle mikro ekonomi küçük işletmeleri baz alırken makro ekonomi genel fiyat düzeyi ile ülke genelindeki tüm sektörleri ve alt sektörleri inceleme alanına almaktadır. Yine mikro ekonomi bir turizm şirketinin yapıtaşlarıyla ilgilenmekte olup belirli bir turizm ürününün arz ve talep dengesiyle ilgilenir. Makro ekonomi ise turizm ürünlerinin tamamının toplam arz ve talebi ile ilgilenmektedir.[28]

Bu açıdan makro ekonomiye ilişkin teorilerin turizme uyarlanması ile bu sektörün ülkeler ve dünya ekonomisine yaptığı katkılar konusunda analiz yetisine sahip olmak anlamına gelecektir. Yukarıda bahsi geçen ekonomik parametreler dünyanın bir bölgesindeki turizm sektörünün geçen yıllar bazında nasıl değişeceğine ilişkin öngörüler sunmaktadır. Bunlara örnek olarak şu hususlar verilebilir:

        i.            Ülkeye gelen turist sayısı
      ii.            Elde edilen turizm geliri
    iii.            Turizmin ödemeler bilançosuna net katkısı
    iv.            Ekonomik büyüme üzerindeki etkisi
      v.            Yoksulluğu önleyici ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farkları
    vi.            Gelir dağılımını düzenleyici etkisi
  vii.            GSMH ve ihracat geliri içindeki oransal payı

Turizm ülkeler bazında dış ticaret açığı kapatma konusunda diğer sektörlere nazaran yarattığı ilave ekonomiler nedeniyle daha fazla katkı sunmaktadır. Yine sektör bazlı bakıldığında içeriğinde çeşitli bileşenlerin olması nedeniyle çalışan sayısının fazla olması,kaç kişinin istihdam edildiği, turizmden elde edilen gelirin ülkenin ekonomik açıdan büyümesi ve kalkınması üzerindeki etkisi gibi değişik etkenlerin olması makro ekonomik açılardan inceleme konusu yapılmaktadır. Çünkü makro ekonomik bazda turizm sektörünün gerek ülkeler gerekse dünya genelinde inceleme konusu yapılması ciddi verilerin elde edilmesine olanak tanıyacaktır.[29]

1.3.Turizm Sektöründe Arz

Ekonomi kıt kaynakların insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere en verimli şekilde nasıl kullanılması gerektiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu anlamda ekonomi tüketicilerin bireysel ve toplumsal bazda davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Arz ve talep dengesi de bu noktada önem arz eden iki kavram olup, tüketici davranışlarının ve firma arzlarının belirlenmesi konusunda önemle üzerinde durulmalıdır. Çizelge bazlı düşünüldüğünde arz edilen herhangi bir malın miktarı ile bu miktarı etkileyen faktörler arasındaki ilişki birlikte düşünüldüğünde şu fonksiyon elde edilir:

Xa = f (Fx, Fö, Fg, E, T, V, Sü, Nf)
Arz edilen malın miktarı ile bu miktarı etkileyen faktörler arasındaki ilişki

Malın fiyatı (Fx)
Diğer Malların Fiyatı ( Fö)
Üretim faktörlerinin maliyetleri ya da girdi fiyatı (Fg)
Geleceğe ilişkin beklentiler (E),
Teknoloji (T),
Vergi (V)
Sübvansiyonlar (Sü)
Piyasadaki firma satıcı sayısı  (Nf)

Turizm sektörü açısından taleple arzı birlikte bir potada kümülatif olgular eşliğinde düşündüğümüzde bu iki faktör arasında benzerlikler söz konusudur. Ekonomik eşitliğin bir tarafında arz dengesi yer alırken diğer tarafında talep dengesi yer almaktadır. İlgili denklemde hangi fonksiyonun daha önem arz ettiği hususu tartışmalı olmakla birlikte kesin olarak bir iddia öne sürülemez. Burada önem arz eden nokta değişkenlerden birindeki değişimin diğer değişkeni ne ölçüde nasıl etkileyeceğidir.[30]

Şekil 1:Keynes’ın klasik modelde toplam arz eldesi
12-klasik-ve-keynesi-iktisat-16-728.jpg
Kaynak: Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156.

Turizm sektöründe arz ve talebi etkileyen hususlar kümülatif olarak değerlendirildiğinde bir değişkenin olumlu ya da olumsuz olarak artması ya da azalması sektöre ait girdi fiyatlarında ne gibi değişikliklere sebebiyet vereceği gibi hususlar önem arz etmektedir.[31] Bu konuya ilişkin olarak fiyatı artan bir ürünün arzı artacağından satıcı/üretici o maldan daha fazla üretmek isteyecektir. Fiyatı değişmeyen malları açısından ise talep artışı meydana gelecektir. Yine üretim faktörlerinden bir kısmının maliyetleri veya girdi fiyatları arttığı zaman ilgili ürünün arzının azalmasına sebep olacaktır. Burada yeni bir denklem karşımıza çıkmaktadır. Temel prensip olarak karın üretim birimleri davranışına, faydanın ise tüketici birimlerinin davranışlarına dayandığı olgusundan hareketle karın ve faydanın ilgili taraflar açısından birincil düzeyde etkili ve önemli olduğu sonucuna varılmaktadır.
Xa= f (Fx) (+) Ceteris Paribus

Bu denklemde Ceteris Paribus (C.P) varsayımı altında arza etki eden faktörlerden o malın fiyatı dışındaki faktörler sabitken arz fonksiyonunun ne şekilde ifade edileceği yazılmaktadır. Başka bir deyişle ceteris paribus varsayımı doğrultusunda arzı etkileyen fiyat dışındaki diğer tüm faktörler sabit tutulduğunda üreticinin bir malı satma arzusunun sadece o malın fiyatı ile ilişkili olduğu vurgulanmaktadır.[32]

1.3.1 Turizm Arzının Yapısal Özellikleri

Turizm ülkelerinde yer alan kültürel, tarihi ve doğal kaynaklar bireylerin bu bölgelere yönelmeleri için tek başına yetmemekte aynı zamanda turizm kavramına ilişkin bileşenler de bu bölgelerin arzında önem arz etmektedir. Bu durum hem gelişmemiş ülkeler için hem de gelişmekte olan ve ekonomisi turizme dayalı ülkeler açısından önemli bir husustur. Turizmin arzı bir ülkenin turistlere sunduğu maddi ve manevi değerlerin kümülatifidir.[33] Diğer bir tanıma göre ise; tüketimde yer alan turizm amaçlı ve turizm talebine karşılamaya hitap eden gerekli mal veya hizmetlerin tedarikini içeren üretime dayalı işlemlerin bütünüdür. Başka bir tanıma gör ise turizm arzı, turistlerin belirlediği zaman dilimi içerisinde yolculuk ve konaklamaya dönük ihtiyaçlar ile bir memlekette veya bölgede seyahat edenlerin gereksinimini karşılamak üzere sahip oldukları değer ve olanaklar bütünüdür. Ayrıca makro düzeyde düşünüldüğünde bir ülke sınırları içinde yer alan oteller, apart oteller veya pansiyonların arzlarının toplamı piyasa arzını vermektedir. Başka bir deyişle turizmdeki tüm firmaların arz eğrileri toplamı toplam arz eğrisini vermektedir.[34]
Şekil 2:Turizm arzı- fiyat mekanizmaları ilişkisi
arz.jpg
Kaynak: Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156

Turizm sektöründeki arz olgusu açısından meseleye yaklaşıldığında ekonomi literatüründen farklı olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Çünkü turizm arzı bu yönüyle diğer sektörlerden ayrılmakta ve turizm arzı bağımlı ve bağımsız olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Bir bölgenin kendine has doğal ve kültürel değerlerinin turizm ile doğrudan bağlantısı yoktur; ancak bir bölgenin bu tür çekici özelliklere sahip olması o bölgeye olan talebi artıracaktır. Belirtilen özelliklere sahip olan bu yerlere yapılacak olan tesisler arzı artıracak turizm arzı görünümüne kavuşacaktır.[35]

1.3.2. Turizmin Arzının Unsurları

Turizm sektöründe arzı etkileyen unsurlar aynı zamanda turizm arzının kaynaklarını da oluşturmaktadır.[36] Çünkü bireyleri turizme yönlendiren veya hizmeti talep etmelerine sebep olan içsel (kültür, spor, dinlenme, sağlık, eğlence vs.) ve dışsal (tanıtım, reklam, propaganda vs.) birçok faktör bulunmaktadır. Yine tüm bu faktörlere ek olarak turistik bölgenin tarihi, kültürel, sanatsa değerleri, iklimi ve coğrafi özellikleri turizm arzını etkileyen diğer faktörler olarak sınıflandırılabilir. Bu başlık altında turizm arzını etkileyen aynı zamanda turizm arzının da kaynaklarını oluşturan bazı hususlar inceleme konusu yapılacaktır.[37]

  1.3.2.1. Doğal Unsurlar

Doğal unsurlar turizm faaliyetleri için en önemli unsurdur. İnsanlar yoğun iş hayatından kurtulmak, nefes almak için bulundukları bölgede göremedikleri ulaşamadıkları doğal güzelliklere ulaşmak, artan hava kirliliğinden bir nebze olsun kurtulmak amacıyla doğal güzelliklere sahip yerlere gitmek eğilimindedirler. İklimi, bitki örtüsü, denizi, jeolojik yapısı, peri bacaları, travertenleri ve hatta manzarası doğal unsurlara örnek olarak verilebilir. Doğal varlıklar açısından da şu ayrıma gitmek mümkün olabilir:
        i.            Doğal Güzellikler
      ii.            İklim
    iii.            Şifalı sular ve kaplıcalar
Tüm bu unsurlar bir bölgedeki turizm arzını artıran faktörler olup ayrıca diğer bölgelere göre turizm rekabeti açısından da farklılık yaratan unsurlar olarak incelenebilir.[38]

1.3.2.2. Altyapı-Üstyapı Durumu

1980’li yıllardan sonra kitle turizmi[39] kavramının yerleşmesiyle beraber turizm sektörü de gelişme göstermiş ve turizm arzında her geçen gün büyüme görülmektedir. Teknojideki gelişmeler ve turizm sektöründeki yeniliklerle bundan 15-20 yıl sonraki dönemler için ileriye dönük turizm alt yapısını güçlendirecek projeler yapılabilecektir. Turizmde artan rekabete uygun projelerin yapılması aynı zamanda turizm politikalarıyla da desteklenmelidir. Önemle belirtilmesi gereken bir diğer husus turizm alt yapısına yönelik tesis ve donanımların gelecekteki talep hacmine hitap edebiliyor olması ve sürdürülebilir turizm politikalarıyla desteklenmesi gerekmektedir.

Tablo 4:Planlaması yapılacak olan bölgede göz önünde bulundurulması gereken özellikler
altyapı.png
Kaynak: Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.


Turizmde rekabet turizmin gelişmesine katkı sağlayabilen çok önemli bir husustur. Bir turizm bölgesinin öncelikle turizm ürününü arz edebilecek bir alt yapıya sahip olmalı, aynı zamanda çevresindeki değişimlere uygun ileriye dönük tesis ve projeleriyle alt yapısını güçlendirerek geleceğe dönük çalışmalara da bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde o bölgede turizm talebinde azalma meydana gelecektir. Dolayısıyla bölgenin doğal unsurlar bakımından turizm potansiyeline sahip olması tek başına yetmemekte aynı zamanda potansiyeli değerli kılacak geleceğe dönük projelerin hayata geçirilmesi ve var olan altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir. Burada önemli olan nokta artan turizm arzına karşılık turizm talebinde de bir artış yaşanmasıdır.

1.3.2.3.  Sosyo-Kültürel Varlıklar

Sosyo-kültürel varlıklar kavramsal açıdan turizm rekabeti açısından değerlendirildiğinde iki ana bölümde inceleme yapılması mümkündür:
        i.            Tarihi Eserler
      ii.            Anıtlar
    iii.            Tarihsel Kalıntılar
    iv.            Harabeler
      v.            Kazı Eserleri

Tablo 5:Turizm Arzını Etkileyen Kültürel Turizm Kaynakları
sosyo.png
Kaynak: Şahin, Figen, Eskişehir İlinin Kültür Turizm Potansiyeli:Mevcut Durum ve Öneriler ,2012,Eskişehir.


Tüm bu eserler eski uygarlıkla hakkında bilgi veren, toplumların o dönemdeki ekonomik-siyasi-politik yaşantılarını gözler önüne seren yapılar konumundadır. Turistlerin ziyaret ettikleri yörelerde ilgi duydukları konulardan bir diğeri de müzelerdir. Müzeler eski dönemlerde yaşamış olan topluluklara ait kültürel mirası anlatan adeta canlı birer tanıktır. Müzeler bir topluluğun kimliğini, yaşantısını, değer yargılarını sunan; bir turizm ülkesinde de turizm arz-talebini artıran bir faktördür.[40]

1.3.2.4. Konukseverlik ve Ulaştırma Potansiyeli

Turizm arzında önemli faktörlerden bir diğer ikisi ise konukseverlik ve ulaştırma potansiyelinin bulunmasıdır. Bugünkü anlamda turizm sektörünün olmazsa olmaz unsuru turistler açısından ulaşımın sağlanmasıdır. 1960’lı yıllarda turizm rekabeti açısından geçen sürede üretimde aktif rol oynamak rekabette üstünlük anlamına gelmekteydi.[41] Geleneksel yaklaşımların bu doğrultuda şekillenmesi günümüz turizminde artık geçerliliğini korumamakta, üretimin yanında ulaşımın rolü de gün geçtikçe artmaktadır. Bu noktada turizmde rekabet gücü elde etmenin yolu coğrafi koşullar çerçevesinde taşıma giderleri ile paralellik arz edecek bir yapılanmaya gidilmesidir. Buna göre denize kıyısı olan yerler taşıma kolaylığından dolayı bir rekabet gücü elde etmektedir.


Turizm arzının yüksek olmasına karşın ulaştırmaya ilişkin sorunlar yaşandığı takdirde turizm pazarlaması oldukça zorlaşacak, turizm ürününün turiste satılması ihtimali beklenilen düzeyin altında kalacaktır. Bu nedenle ulaştırma ve turizm çok katmanlı bir kavram olan turizm sektörünün ayrılmaz birer parçasıdır. Küreselleşmenin arttığı, teknolojinin hızla geliştiği günümüz dünyasında ulaşım koşullarının iyileştirilmesi, bu anlamda hizmetin en üst seviyeye çıkartılması turizm talebini artıracak, rekabet gücü kazanılmasına olanak tanıyacaktır.[42]

1.3.3. Turizm Sektöründe Arz Esnekliği ve Fiyatlama İlişkisi

Arzın fiyat esnekliği bir maldan arz edilen miktarın o malın fiyatındaki değişmelere olan duyarlılığı olarak tanımlanabilir. Arz esnekliği “ea” şeklindeki bir katsayı ile gösterilir ve de arz kanunu gereği çoğunlukla pozitif değerliklidir. Bu konunun önemine binaen mal üreten kişiler üretilen mal açısından fiyat değişmeleri nispetinde üretim miktarlarını kontrol etmeleri gerekmektedir. Daha açık bir deyişle tüketicinin satın aldığı malın fiyatı artar ya da azalırsa insanlar bu durumda satın aldıkları mal miktarında artışa veya azalırsa gidebilirler. Bu durumda tüketicilerin fiyat değişimlerine olan duyarlılıkları ölçülmektedir.[43]

Şekil 3:Arzın fiyat esnekliği-fiyat ilişkisi

image002.jpg
Kaynak: Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.


Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere turizm sektörlerinin iktisadi karar verme mekanizmalarının işleyişinin temelinde ekonomik parametreler yer almakta, söz konusu parametrelerden arzın fiyat esnekliği de büyük önem arz etmektedir. Arz esnekliğinin yüksek olması demek fiyatların artması durumunda üreticilerin daha fazla üretmesi anlamına gelmektedir. Arz esnekliğinin[44] düşük olması ihtimalinde de fiyat arttığı zaman üreticilerin fiyatlarını artırma eğiliminde oldukları görülecektir.[45]


Tablo 6:Yıllara göre uluslararası turist hareketliliği
turıst hareklılıgı.png
Kaynak: Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156.


Yukarıdaki tablodan anlaşıldığı üzere fiyat ile arzın talep esnekliği arasında bir orantı söz konusudur. Örneğin 2008 Mortgage [46]ekonomik krizi nedeniyle turizm sektörü ciddi duraklama yaşamış, 2009 yılında da etkileri devam etmiş ve önceki yıllara göre artması beklenen düzeyde artmamıştır. Burada önemle vurgulanması gereken 2008 Amerika’da baş gösteren Mortgage krizi ile vatandaşların alım gücü düşmüş, temel ihtiyaçlarını dahi karşılama konusunda sıkıntı yaşayan halk turizme bütçe ayıramamıştır. Dolayısıyla turizm sektöründe iktisadi karar verme sürecinde temel ekonomik parametrelerin kullanılması önem arz eden bir husustur.[47]

Turizmde arz esnekliği kavramı da yukarıda tanımını yaptığımız arz esnekliği tanımından farklı bir tanım değildir. Burada konu sadece turizm sektörüne uyarlanmakta olup, malın üretici tarafında oteller, tatil köyleri, apart oteller, restoranlar, alışveriş merkezleri yer almaktadır. Malın tüketici tarafında veya başka bir deyişle talep cephesinde ise yerli ve yabancı turistler bulunmaktadır.[48]

1.4. Turizm Sektöründe Talep

Ekonomi biliminde talep piyasada belirli bir fiyattan satın alınmak istenen mal miktarı olarak tanımlanmaktadır. Turizm talebi de turizm arzı gibi turizm sektörünün diğer bir ayağını oluşturmaktadır. Turizm talebi kavramı kavramsal çerçevede ele alındığında gezmek, görmek, kültürel bir faaliyette bulunmak maksadıyla bulunduğu yerden kalıcı olmamak şartıyla yer değiştirmek üzere hareket eden ve bu işe belirli bir bütçe ayırabilecek olan insan sayısı olarak adlandırılabilir. Başka bir deyişle ““turistin belli bir fiyat seviyesi ya da döviz kuru dâhilinde elde etmek istediği ve fiilen elde etmeyi kabul ettiği turizm ürünü ile hizmetinin bütünü” turizm talebi olarak ifade edilmektedir. [49]

Turizmde talebin ne ölçüde olduğunun bilinmesi arzı etkileyen faktörleri etkileyeceği gibi üreticinin ileriye dönük planlarında ne gibi projeler yapması gerektiğine de yön veren niteliktedir. Bu nedenle turizm talebi konusunda ileriye dönük tahminler yapılması ve turist harcamalarının ülke ekonomisi üzerindeki etkisinin bilinmesi hem ekonomik gelişme açısından hem de turizmin sağladığı finansal kaynakların artırılması yönünden önem arz edecektir.

1.4.1. Turizm Sektöründe Talebin Yapısal Özellikleri

Turizm sektörüne yönelik talebin ekonomideki diğer mal veya hizmetlerden farklı bazı karakteristik yönleri mevcuttur. Bu özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
        i.            Turizm talebi taraflardan bağımsız bir istemdir. İnsanların turistik aktivitelerde bulunması toplumsal, politik, ekonomik veya psikolojik etkenlere bağlıdır. Bu etkiler aynı zamanda küreselleşen dünyada insanların yoğun iş stresinden kurtulmak istemesinin ve tüketim kültürünün de bir sonucudur.[50]
      ii.            Turizm talebi çok nosyonlu bir kavramdır. İnsanlar çok farklı gerekçelerle seyahate çıkmak istemekte, normal şartlar altında bir ürün ve hizmete duyulan ihtiyacın ötesinde bir istemle bu ihtiyacını karşılamak üzere bütçe ayırmaktadır.[51]
    iii.            Turizmde arz ve talep eğrisinin belli bir düzeyde seyretmesi demek refah seviyesi yüksek ve gelişmiş bir ülke ekonomisinden bahsediyoruz demektir. Çünkü enflasyon oranının inip çıktığı, ekonomik dalgalanmaların olduğu bir ortamda sürdürülebilir rekabetin olması mümkün değildir.
    iv.            Turizm talebi yapısal olarak esnek olup, talebe etki eden faktörlerin çeşitli ve çok yönlü olması, tüketim tercihlerinde ikame olanaklarının geniş olması talebe esnek bir görünüm arz etmektedir. Bir ulusal ekonomide görülen değişimler turizm talebini ve arzı etkilemekte tüketici de tercihini o yönde kullanmaktadır.[52]

1.4.2. Turizm Talebini Etkileyen Faktörler

Bir bölgeye belirli bir zaman diliminde gelen turist sayısının bilinmesi; altyapının uygunluğunu, konaklama seçeneklerinin çeşitliliğini, reklam- tanıtım faaliyetlerini, ulaşımın elverişli olup olmadığının denetlenmesini gerektirmektedir.[53] Turizm sektöründe işletmelerin uzun dönemde rekabet gücü yakalayabilmesi için aşağıda bahsi geçen talebi etkileyen hususların bilinmesini gerekli kılmaktadır.[54]
        i.            Ekonomik Faktörler
      ii.            Ulusal Gelir ve Turizm Talebinin Gelir Esnekliği
    iii.            Gelir Dağılımı ve Kişi Başına Düşen Reel Gelir
    iv.            Reklam ve Tanıtım
      v.            Nüfus ve Sağlık
    vi.            Ulaşım[55]

1.4.2.1. Ekonomik Faktörler

Ekonomik faktörler turizm sektöründe birkaç açıdan önemli bir role sahiptir. Çünkü toplumsal, psikolojik, kültürel bazı ihtiyaçlardan dolayı seyahat etmek isteyen bir kişinin satın alma gücünden yoksun olması  turizm faaliyetlerinin önünde ciddi bir engeldir. Seyahat edebilecek bir bütçeye sahip olmayan bireylerin turizme katkı sunması beklenemez. Talebi etkileyen temel ekonomik faktörler ise sırasıyla şunlardır:[56]
        i.            Ulusal Gelir
      ii.            Kişi Başına Düşen Reel Gelir
    iii.            Turizm Ürününün Fiyatı
    iv.            Nispi Döviz kurları
      v.            Uzaklık
    vi.            Konaklama Potansiyeli ve Arz Kapasitesi
  vii.            Reklam ve Tanıtım
viii.            Teknoloji
    ix.            Nüfus ve Sağlık
      x.            Ulaşım Olanakları[57]
  1.4.2.1.1. Ulusal Gelir ve Turizm Talebinin Gelir Esnekliği
 Turizme katkı sunacak tüketicilerin ulusal gelir düzeyine göre yeterli bir bütçeye sahip olmaları gereklidir. Burada önemli olan husus sadece üst düzeyde kazanç sağlayan kişilerin değil ancak tüm toplumun turizme katkı sunması yani aktif katılımın meydana gelmesi turizmde rekabet açısından gerekli ve önem arz eden bir husustur. Ulusal gelir ile turizmin gelişmesi arasında doğru orantı bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle ulusal gelir artarsa turizm talebi de artacak azalması ihtimalinde de talepte düşme yaşanacaktır.[58]
1.4.2.1.2. Gelir Dağılımı ve Kişi Başına Düşen Reel Gelir
Turizm talebini etkileyen faktörlerden birisi de gelir dağılımıdır. Gelir dağılımı ve kişi başına düşen reel gelir bir bütün olarak değerlendirildiğinde talebe etki eden bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha açık bir deyişle ulusal gelirden bireyler ne kadar eşit düzeyde pay alabiliyorsa kişi başına düşen milli gelir payı da o derece yüksek olacağından turizm talebinde bir artış baş gösterecektir. Oysa dengesiz bir dağılımın söz konusu olduğu az gelişmiş veya gelişmemiş ülkelerde ulusal gelir dağılımında eşitsizlik olduğu için turizm talebi de düşük seviyelerde seyredecektir.[59]

1.4.2.1.3.Reklam ve Tanıtım Faaliyetleri
Reklam ve tanıtım faaliyetleri turizm talebine etki eden bir diğer faktördür. Reklam ve tanıtım için kullanılan yöntemler günümüzde çeşitlilik arz etmekle birlikte, broşür, radyo ve TV reklamları, fotoğraflar, yurtiçi ve dışında düzenlenen konferanslar, TV dizileri ve filmler bunlardan sadece bazılarıdır. Araştırmalar tanıtım yoluyla halka ulaşıldığı takdirde daha fazla tüketiciyi çektiğini ve turizmde canlılık yaşandığına ilişkin veriler sunmaktadır. Örneğin “Kurtlarla Dans” filmi ABD’nin Kansas eyaletindeki Fort Hays bölgesini ciddi şekilde tanıtmış film gösterime girdikten sonra bölge ziyaretçi akınına uğramıştır.[60]

1.4.2.1.4. Nüfus ve Sağlık
Turizm talebine[61] etki eden bir diğer faktör nüfus ve sağlıktır. İnsanların seyahate çıkma zamanları farklılık göstermekle birlikte yaş faktörü kişinin turizme katılmasını, ulaşım ve konaklama tercihlerini etkilemektedir. Nüfus turizm talebinin şeklini ve yoğunluğunu etkilemektedir. Örneğin gidilen ülke yada ülkelerde salgın bir hastalık baş gösterdiğinde turizm talebi düşecek, insanlar salgın hastalığın olmadığı daha güvenli bir yerde tatilini geçirme eğiliminde olacaktır.[62]
 1.4.2.1.5. Ulaşım
Turizm kavramının çok katmanlı bir yapı arz etmesi nedeniyle Bazı kavramlarla iç içe olmak durumundadır.[63] Bunlardan birisi de turizmde olmazsa olmaz bir unsur olarak ulaşımdır. Turizmin değer kazanabilmesi ve talepte bir artış yaşanabilmesi için sektörün dinamik yapısını besleyebilecek bir ulaşım alt yapısının olması gerekmektedir. Bununla birlikte bir ülkenin turizm arzının çeşitli ve çekici olması tek başına turizm talebini artırmamakta bireyler seyahat edebilmeleri için ulaşımın da uygun olması kriterini aramaktadırlar. Dolayısıyla ulaşım sorunu olan bir yerde çok fazla turistin gelebileceği beklentisi realiteden uzak bir yaklaşımdır.[64]
1.4.2.1.6. Sosyal Faktörler
Turizme etki eden faktörler üzerine yapılan analiz sonuçlarında çoğu unsurun ekonomik boyutuyla karşımızda yer aldığını görmekteyiz. Oysa sosyal içerikli faktörlerin de turizmde talebi etkileyen faktörler arasında yer aldığı bir gerçektir. Bunlar sırasıyla şu unsurlardır:[65]
        i.            Moda
      ii.            Zevk
    iii.            Değer Yargıları
    iv.            Alışkanlıklar
      v.            Boş zaman
    vi.            Yaş
  vii.            Cinsiyet
viii.            Aile Yapısı
    ix.            Meslek kentleşme Oranı
      x.            Kültür ve Eğitim Düzeyi
    xi.            Din [66]

 

İKİNCİ BÖLÜM

TURİZM SEKTÖRÜNDE REKABET PİYASASI

2.1.Turizm Rekabet Piyasasının Yapısal Özellikleri

Turizm piyasası kavramsal açıdan incelendiğinde “turizm ürününün arz ve talebini karşılayan yer[67]” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan yola çıkarak olayın arz cephesi turizm ürünü üreten ve onu tüketiciye arz eden turizm işletmeleri bulunmaktadır. Burada önemli olan nokta yerli ya da yabancı turistin turizm ürününe ilişkin bireysel[68] ( ferdi ) talep eden tüketicinin yer almasıdır. Piyasa talebi bir piyasadaki tüm tüketicilerin taleplerinin toplamıdır. Burada turizm piyasasına ilişkin olarak arz ve talep birlikte bir görünüm sergilemektedirler.[69]



Şekil 4:Turizm piyasasındaki arz ve talep denge noktası
esas.bmp
Kaynak: Ertek, T. (2005). Makro Ekonomiye Giriş. Beta Yayınları, 2.

 Şekil’den çıkartılması gereken sonuç üreticinin arzını tüketicinin talebi karşıladığı noktada denge noktası oluşmaktadır. Daha açık bir deyişle arz edilen miktarla talep edilen miktarın birbirine denk olduğu noktada piyasa fiyatı belirlenecektir.[70] Turizm piyasası diğer piyasalarda yer alan arz, talep ve fiyat unsurunu içermekle birlikte aşağıda tanımlamaya çalışacağımız bazı karakteristik nitelikleri de içermektedir:
Şekil 5: Arzın fiyat azaldığı takdirde denge noktasından uzaklaşması durumu
aof_ornek_52.gif
Kaynak: Parasız, M. İ. (2003). Ekonomik büyüme teorileri: dinamik makro ekonomiye giriş. Ezgi Kitabevi yayınları.

Arz ve talep konusundaki mütalaalarımız ilk bölümde yapılmıştı. Burada turizm piyasasındaki ekonomik parametrelerde fiyatın artması veya azalması halinde denge noktasından uzaklaşılası duru gözler önüne serilmektedir. Bu ihtimalde ise fiyat düştükçe talep edilen miktarda artış olmakta denge noktasından uzaklaşılmaktadır.[71]

Şekil 6: Turizm piyasasında arzın denge noktasından kayması
piyasa-dengesi-kayma.jpg
Kaynak: Parasız, M. İ. (2003). Ekonomik büyüme teorileri: dinamik makro ekonomiye giriş. Ezgi Kitabevi yayınları.

        i.            Turizm piyasasının belirli bir coğrafi bölgeyi kapsaması gerekmektedir.[72] Bu özellikle turizm piyasası diğer piyasalardan ayrılmaktadır.Çünkü diğer piyasalar açısından bir piyasa ortamının varlığı için alıcı ve satıcının belirli bir yerde ve zamanda bir araya gelmelerinin zorunlu olmadığı açıktır.Ancak turizm piyasasında turizm ürününün yapısı gereği tüketim yapılabilmesi açısından ürünün coğrafi bölgede görülmesi gerekmekte olup satıcıyla yüz yüze gelmeyi zorunlu kılmaktadır.[73]
      ii.            Turizm piyasası kavramının çok katmanlı bir yapı sergilemesi nedeniyle piyasa çevresindeki değişimlere ayak uydurma konusunda diğer piyasalara göre çok yavaştır. Turizm bünyesinde konaklama, ulaşım, yiyecek içecek ve eğlence gibi faaliyetleri de kapsayan ve turistlerin bütün harcamalarını içeren bir kavramdır. Bu özelliği ile turizm piyasası diğer sektörlere ilişkin alanları da kapsayan geniş bir yelpaze sunmaktadır. Bu nedenle böylesine geniş bir yapılanma olması nedeniyle coğrafi açıdan çok yavaş bir değişime uğrayacaktır.[74]
    iii.            Turizm piyasasında coğrafi bölgeler arasında dinamik bir turist hareketi söz konusu olup bir bölgeden diğerine geçen bir hareketlilikten bahsedilebilecektir. Dolayısıyla A bölgesi B bölgesi içindeki hareketliliği sınırlandırmamakta onun rekabet gücüne engel olamamaktadır.[75]

2.1.1. Rekabet Açısından Piyasalar


Bu başlık altında rekabet açısından farklı karakteristik özelliklere sahip piyasalar incelenecek ve turizmde rekabet açısından nasıl etkiler doğurdukları tartışma konusu yapılacaktır.

 

2.1.1.1.Tam Rekabet Piyasası

Tam rekabet piyasası alıcı ve satıcıların bir engel olmadan mübadele yaptıkları ve bir satıcının sattığı ürün fiyatı üzerine tek başına bir kontrol gücünün olmadığı ortamını ifade etmektedir. Önemle belirtilmesi gereken nokta tam rekabet piyasasında firmaların tek başlarına fiyat belirleyici konumda olmamaları buna karşın rekabetin en iyi şekilde gerçekleştiği ve kaynakların tam istihdam yaratacak şekilde kullanıldığı ideal bir piyasa şeklidir.

Şekil 7: Turizm Sektöründe Tam Rekabet Piyasasında Uzun Dönemde Denge
monopol-22-638.jpg
Kaynak: Nanga, M. (2005). Makro Ekonomi Teori, Masalah, dan Kebijakan. Edisi Kedua. Jakarta: PT. Raja Grafika Persada.

Tam rekabet piyasasında uzun dönemde denge noktasına ulaşılabilmesi için şu dört temel koşulun bulunması zorunludur[76]:
        i.            Atomisite: Çok sayıda alıcı ve satıcının[77] bir arada bulunması halidir. Alıcı veya satıcılardan bir kısmının piyasayı terk etmesi veya yeni alıcı-satıcıların girmesi piyasa denge fiyatını etkilemeyecektir. Burada alıcı ve satıcıların tam rekabet piyasasında var olan fiyatı değiştirme yetisi bulunmamakta ancak kabullenme durumları söz konusudur.
      ii.            Mobilite: Tam rekabet piyasasına giriş-çıkış engelinin bulunmadığı hali ifade eder. Burada açıklık prensibi gereğince alıcı ve satıcılar fiyatlar, malın kalitesi, maliyet ve taleple ilgili bilgiye aynı miktarda sahiptirler. (Simetrik Bilgi Akışı)[78]
    iii.            Homojenlik: Üretilen malın firmadan bağımsı olarak aynılığını ve tam ikame durumunun varlığını ifade eder. Yani tam rekabet piyasasına konu olan bir malın tamamen türdeş bir yapıya sahip olmasını ifade eder.[79]
    iv.            Açıklık: Açıklık prensibi gereği alıcı ve satıcılar arasındaki bilgi akışı simetriktir. Açıklık bilgi akışında tarafların bilgiye mutlak suretle ulaşması anlamına gelmektedir.[80]
           

2.1.2. Monopol Piyasası ve Turizm

Bir piyasada firmanın bir ürüne ilişkin olarak tek üreticisi veya hizmetin tek arz edicisi pozisyonunda olması monopol (tekel) piyasası ile açıklanabilir. Bu tür piyasalarda ürünün veya hizmetin ikamesi ya hiç yoktur (salt mutlak monopol)  ya da yakın ikamesi olmayan bir mal veya hizmet söz konusudur.
Şekil 8: Monopolcü Rekabet Piyasasında Kısa ve Uzun Dönem
eksik-rekabet-piyasalalar-ii-7-728.jpg
Kaynak: Nanga, M. (2005). Makro Ekonomi Teori, Masalah, dan Kebijakan. Edisi Kedua. Jakarta: PT. Raja Grafika Persada.
                                        
Monopolcü rekabet piyasasında kısa ve uzun dönem eğrilerine bakıldığında monopol piyasasının bazı özellikleri nedeniyle tam rekabet piyasasından ayrıldığını görmekteyiz:
        i.            Monopol piyasasında tek bir satıcı ancak  “n” tane alıcı vardır. Oysa tam rekabet piyasasında çok sayıda alıcı ve satıcı bulunmaktadır.
      ii.            Monopol piyasasında tek satıcının ürettiği malın ikamesi bulunmamaktadır.
    iii.            Piyasaya giriş-çıkış engelleri vardır. Piyasaya yeni firmaların girmesi ya ciddi bir teknik bilgiyi veya teknolojik bir donanımı gerektirmektedir.[81]
Tablo 7: Karlılığı etkileyen beş rekabet faktörü
Karliligi-Belirleyen-5-Rekabet-Faktoru-1.jpg

Kaynak: Parasız, M. İ. (2003). Makro ekonomi: teori ve politika. Ezgi Kitabevi yayınları

Turizm sektörü açısından konuya yaklaşıldığında bir turizm ürününün ikamesinin olmaması pek ihtimal dahilinde değildir. Turizm ürünleri homojen olmayıp ikamesi mümkündür. Bir malın ikamesi varsa o ortamda rekabet gücüne sahip firmalardan bahsetmek yerinde olacaktır. Ancak turizm sektöründe şu durumun var olması halinde monopol bir piyasadan bahsetmek yerinde olacaktır: Bir coğrafi bölgede yer alan turizm ürününün başka hiçbir yerde olmaması halidir. Buna örnek olarak İzmir’in Efes Antik kentinde yer alan Meryem Ana Evi’nin 15 Ağustos günü Hristiyanlar tarafından ziyaretçi akınına uğraması örnek olarak verilebilir.[82]

2.1.3. Monopolcü Rekabet Piyasası ve Turizm

 

Monopolcü rekabet piyasasında monopol piyasasından farklı olarak çok sayıda firma bulunmaktadır. Ancak söz konusu firmalar birbirinin aynı olmayan benzer mallar üretmektedir. MRP’te çok sayıda firma bulunması dolayısıyla tam rekabet piyasasında olduğu gibi fiyatı bir firmanın tek başına değiştirebilme şansı yoktur. Piyasaya giriş çıkış engeli bulunmamaktadır. Ancak monopolcü rekabet piyasasında firmalar ürettikleri ürünlerle reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunarak kendine has bir müşteri kitlesi yaratmak istemektedir. Söz konusu reklam faaliyetleriyle birbirleriyle ikame edilebilecek olan ürünleri farklı renk, koku ve tada sahip olduklarına ilişkin tüketicide bir yanılgı oluşturmak suretiyle ürünlerini müşteriye sunmaktadır.[83]


Şekil 9: Monopolcü rekabet piyasasında uzun ve kısa dönem eğrileri
son.jpg
Kaynak: Lancaster, K. (1969). Introduction to modern micro-economics.

Turizm açısından konuya yaklaşıldığında ise bir beş yıldızlı otelin veya VIP uçak yolculuğunun farklı firmalara ait oldukları için sunulan hizmet kalitesi açısından farklılık arz ettiği bir gerçektir. Örneğin otel örneğinde çalışanların güler yüzlü v anlayışlı olmaması, yine bir işletmede kurumsal kimliğin, örgüt ikliminin yeterince iyi olmaması müşteri nezdinde olumsuz olarak algılanacağı için farklı bir turizm ürünü görünümündedir.[84]


Diğer bir husus piyasada faaliyette bulunan firma sayısının TRP kadar çok olmaması durumudur.[85] Turizm sektörü içinde turistlerin ihtiyacını karşılayan konaklama, eğlence, ulaşım, yiyecek-içecek işletmeleri bulunmaktadır. Ancak firma sayısı açısından bir değerlendirme yapıldığında otellerdeki yıldız sayısı arttıkça otel sayısında bir düşüş olduğu gözlemlenecektir. Sektörde 5 yıldızlı otellerden ziyade çok sayıda KOBİ bulunduğu görülecektir.[86]

Diğer önemli husus MRP için turizm sektöründe piyasaya giriş-çıkış engeli bulunmamaktadır. Bu noktada belirtilmesi gereken husus sektördeki geri dönüş süresinin 7 ila 10 yıl arasında değişmesidir[87]. Bu demektir ki her isteyen firma istediği vakit sektöre dahil olamaz. Bunun nedeni ise firmalar açısından çok büyük ölçekte sabit sermaye yatırım gerektirmesi, sosyal, siyasal, doğal ve ekonomik faktörlere karşı kırılgan ve hassas bir yapıya sahip olmasıdır. Bir firmanın tüm bu koşulları göz önünde tutması gerekmektedir. Sektöre girmek isteyen bir firmanın tutunabilmesi için çok büyük reklam yatırımlarına ihtiyaç duyması gerekecektir.[88]

2.1.4.Oligopol Piyasası ve Turizm

 

Oligopol piyasasında monopol piyasasından farklı olarak tek bir firma değil ancak en az iki firma olmak üzere birkaç özdeş ürün üreten ve sadece fiyat üzerinden rekabet gücüne sahip yahut farklılaştırılmış ürün üretip ürün kalitesi veya pazarlama konularında rekabet edebilen firmaların oluşturduğu piyasadır. Turizm sektörü oligopol piyasa örneği olarak verilebilir. Özellikle 1980’den sonraki süreçte gerek teknolojideki gelişmeler gerekse globalleşen koşullarda gelişen rekabet olgusu ile turizm sektöründe faaliyette bulunan firmaların kendi içlerinde fiyat veya ürün politikaları konusunda birleşmeleri neticesinde piyasanın oligopolistik bir görünüm kazandığı görülmektedir.[89]

Tablo 8: Piyasa türlerinin karşılaştırılmalı incelenmesi
tablo.png
Kaynak. Estrin, S., & Laidler, D. (1994). Introduction to micro-economics. Harvester Wheatsheaf


2.3. Turizm Sektöründe Rekabeti Etkilen Faktörler


Bu başlık altında turizm sektöründe rekabeti etkileyen çeşitli değişkenlerin analizi yapılacak ve aşağıda belirtilen faktörlerin turizm sektörünün gerek teknolojik gerekse toplumsal gelişmelere olan hassasiyeti inceleme konusu yapılacak ve sektöre olan etkileri kavramsal çerçevede tartışmaya açılacaktır[90]:

Tablo 9: Turizm Sektöründe Rekabeti Etkileyen Faktörler

Kaynak: Durgun, A. (2006). Bölgesel kalkınmada turizmin rolü: Isparta örneği (Doctoral dissertation, Sosyal Bilimler).

 2.3.1. Destinasyon Faktörü

 

Turizmde rekabet konusunda incelemesi gereken ilk kavram destinasyon (turizm bölgesi) kavramıdır.[91]  Destinasyon kavramsal açıdan bir turistin yaşadığı yerden geçici süreyle ayrılıp kültürel, sosyal, ekonomik veya kültürel amaçla başka bir yerde konaklamasıdır. Bahar ve Kozak’a göre destinasyonlar şu özelliklere sahip olabilir:
        i.            Çekicilik
      ii.            Ulaşılabilirlik
    iii.            Olanaklar
    iv.            Uygun Paket Aktiviteleri
      v.            Yardımcı Hizmetler[92]
Yukarıdaki özellikler destinasyon kavramının yapıtaşları olup bu özelliklerden birinin veya bir kaçı arasında gereken uyum/koordinasyon sağlanamadığı sürece turizm sektöründe olması gereken sürdürülebilir rekabetin sağlanması mümkün olamayacaktır.[93]

2.3.2. İnovasyon Faktörü


Inovasyon kavramı yenilik, yenilikçi anlayışla uygulayıcısına ek gelir sağlayan faaliyetler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Inovasyon üretim, pazarlama ve yönetim aşamalarının hepsine birden yön veren bir kavram olarak açıklanmaktadır[94].
Tablo 10: Porter’ın 5 Güç Analizi
porter.jpg



Dolayısıyla ortaya konulan her yeni şeyin inovasyon olma özelliği bulunmak zorunda olmayıp, uygulayıcıya bir süreç dahilinde mutlak surette ilave bir katkı sunması beklenmektedir.[95] Turizm işletmeleri sürdürülebilir rekabet ortamında faaliyette bulunmak ve hem iç dinamikleri hem de dış dinamikleri açısından bir rekabet üstünlüğü elde etmek istiyorlarsa bu konuya özen göstermek durumundadırlar.[96] Turizm ürünlerin inovasyon anlamında tam olarak birbirinden farklı olması gerekmemektedir. Örneğin bireyler farklı nedenlerle seyahat ediyor bile olsalar talepte bulunulan ürünlerin benzer veya aynı olması mümkün olup turizm alanına ilişkin ürünlerin farklı alanlara da hitap edebileceği göz önünde bulundurularak ürün çeşitlemesine gidilebilir[97]. Diğer bir husus farklılaştırılan ürünlerin tanıtım ve pazarlanmasının da inovasyon çerçevesinde en az yeni bir ürün ortaya konulması kadar önem arz eder. Modern ve teknolojiye uygun pazarlama tekniklerinin seçilmesi ilgili ürünlerin dünyanın her yanına ulaşmasını sağlayacaktır. Turistik ürün çeşitliliğinin fazla olduğu yerlerde turizmle uğraşan firmaların da rekabet gücünün yüksek olduğu[98] yine bu anlamda sürdürülebilir turistik yapı için üründe farklılaşmaya gidilmesinin önem arz edeceği bilinmektedir.[99]

Tablo 11: Turistik ürün çeşitlendirme stratejisinin belirlenmesinde takip edilmesi gereken 5 aşama




Kaynak: Durgun, A. (2006). Bölgesel kalkınmada turizmin rolü: Isparta örneği (Doctoral dissertation, Sosyal Bilimler).

2.3.3. Çevreye Duyarlılık Faktörü

 

Çevre kirliliği eskiden olduğu gibi bugün de tüm dünyanın gündeminde bir konu olma özelliğini korumuş, artan sanayileşmeyle birlikte çevreye ilişkin duyarlılık her geçen gün artmıştır. Turizm sektörü çok katmanlı bir yapı olması dolayısıyla diğer tüm alanları da kapsamakta ve üretim her aşamasıyla bir şekilde doğrudan ilişki olma özelliğini korumaktadır. Turizm sektörü kendi popüleritisini artırırken çevreye geri dönüşümü mümkün olmayan zararlar vermektedir.[100] Bir yandan da turistik bölgelere özgü gerçekleştirilen koruma yöntemleriyle bölgenin çekiciliğinin artırılması sektörde büyüme ve gelecek nesillere aktarım konusunda bir köprü görevi görmektedir.[101] Uluslar arası boyutlarda hizmet veren turizm işletmeleri çevreye/doğaya karşı bireylerin artan düzeydeki hassasiyetlerini göz önünde bulunduran çeşitli uygulamalarıyla potansiyel müşterilerinin sayısını artırma ve bu vesileyle rekabet üstünlüğü elde etmek için çalışmalar yapmaktadırlar.[102]

2.3.4. Devlet Faktörü


Porter, bir ekonomide değişen fırsatlar ve gelişen beklenmedik/tesadüfi olaylar hem turizm piyasasını hem de turizmde rekabeti etkileyen en önemli unsurlardandır.[103] Beklenmedik olayların önceden tahmini zor olduğu gibi bu tür gelişmeleri askeri darbe, sel, deprem gibi doğal afetler, siyasi istikrarsızlık, politik gerginlikler olarak sınıflandırmak mümkündür. Bu tür durumlarda devletlerden beklenen turizmde rekabet gücünün olumsuz etkilenmesini engelleyecek acil önlemler almak ve kriz masasını oluşturmaktır[104]. Çünkü devlet sektörel rekabet belirleyicileri üzerinde etkin bir role sahiptir. Devletin yapması gereken bu tür bir problemle karşılaştığında ne tür bir önlem alınacağını tartışmak ve kriz masası oluşturmak olmamalı aksine problem oluşmadan evvel bu tür beklenmedik olaylara karşı önlem almak olmalıdır. Devlete düşen ikinci görev de rekabetin sürdürülebilir kılınması için buna karşı çıkan bürokratik engellerin ortadan kaldırılması şeklinde olmalıdır. Dolayısıyla mevzuatın yeniden gözden geçirilmesi yeni oluşumlara cevap verebilecek esnek bir hukuk sisteminin varlığı bu tür koruma kapsamında değerlendirilebilir.[105]

 2.3.5. Fiyatlama Faktörü


Turizm sektöründe turistlerin talepleri gidilecek ülkenin fiyatlarına ve para birimine göre değişmektedir. Turizm ürünlerinin fiyatları sadece sektörün ürettiği ürünlerle ilgili olmayıp sektörle bağlantı içerisinde yer alan diğer fiyatlarla da bağlantılıdır.  Dolayısıyla oluşan fiyatlar turistik ürünlerin salt maliyetleriyle değil alt sektördeki maliyet yapısıyla da bağlantılıdır[106]. Fiyatlama faktörü bir piyasada rekabet üstünlüğü elde etmek isteyen firmalar açısından önem arz eder ve sorunların başında gelir. Dolayısıyla özellikle uluslar arası hizmet sunan büyük turizm işletmeleri açısından etkin bir fiyatlama stratejisinin oluşması son derece önemidir. Etkin bir fiyatlama stratejisinin oluşturulması rekabet gücü elde etmek isteyen firmalar açısından da önemli bir faktördür. Bu tür bir yapılanmaya gidildiğinde turizm sektöründeki önemli bir sorununda çözümlenmesi için ilk adım atılmış olacaktır.[107]

2.3.6. Beşeri Sermaye Faktörü


Emek yoğun üretim teknolojisine sahip olan turizm sektörü için beşeri sermaye diğerlerine nazaran daha fazla önem taşımaktadır.[108] Çünkü iyi eğitilmiş, işi iyi bilen, yeniliklere açık, sektördeki değişmelere kısa zamanda adapte olabilen insan gücüne sahip bir işletme hem ulusal hem de uluslar arası rekabet üstünlüğüne sahip olmaktadır. Bu yüzden özellikle eğitim kurumlarının bu konularda bilgilendirilmesi, modern eğitim veren okulların açılması ve çalışanların turizm sektörünün ulusal ekonomiler üzerindeki etkisi konusunda bilinçlendirilmesi firmaların sürdürülebilir rekabet gücü elde etmesinde önem arz edecektir. Fakat sadece personelin değil aynı zamanda yöneticilerin de bu konuda eğitilmesi gerekmektedir[109]. Çünkü yöneticilerin kendilerini yenilememesi gelişmeler açık olmaması beraberinde bir sürü sorunu da getirmekte, personeli aldığı eğitim maalesef atıl durumda olmaktadır.[110]


2.3.7. Döviz Kuru Faktörü


Fiyatlama faktörü ile yakinen bir ilişki içerisinde olan diğer bir faktör döviz kuru faktörüdür.[111] Burada tartıştığımız nokta turist gönderen ve kabul eden ülkeler arasındaki nispi fiyat farklılıklarının turizm talebini nasıl ve hangi yönlerden etkilediği noktasında düğümlenmektedir. Turizm bir devlet içindeki turistik faaliyetleri kapsayacağı gibi daha büyük oranda uluslar arası turistik faaliyetleri içermekte olup tezimizde ağırlıklı olarak bu konu üzerindeki etkiler tartışılacaktır. Durum böyle olunca da döviz kurundaki değişmeler sektörün önceden tahmin edilmeyen bazı sonuçlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Dolayısıyla alternatif bir plan ve program dahilinde gidilmediğinde döviz kurunda meydana gelen değişmeler olumsuz bir takım sonuçlar doğuracaktır. Döviz kurunda artış yaşanması ihtimalinde yerel para cinsiden firmaya getirisi artacak ancak ülke adına döviz bazında getirisi söz konusu olamayacaktır.[112]

2.3.8. Tanıtım Faaliyetleri Faktörü


Tanıtım çalışmaları bir işletmenin turizm ürünlerine yönelik talebin artması maksadıyla yapılan bir faaliyettir. Üretilen ürünlere ilişkin reklam yapılması rekabet gücü elde edilmesi ve sürdürülebilirlik için önem arz etmektedir. Günümüz ekonomileri için sıradan tanıtımların yapılması ve bu yöntemlerle sürdürülebilir rekabetin sağlanması mümkün gözükmemektedir. Özellikle e-ticaretin pazarlama yöntemi olarak yaygın olarak kullanılması KOBİ’ler açısından büyük bir dezavantajdır.[113]

III. TURİZMDE REKABETİN TÜRK EKONOMİSİNDEKİ YERİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

3.1.Turizmde Rekabetin Türk Ekonomisi İçindeki Yerinin Değerlendirilmesi

Turizmde rekabet sürdürülebilir rekabet gücü elde edilmesi için literatürde önem arz eden bir kavramdır.[114] Turizm potansiyeline sahip ülkelerin gerek rekabette ön plana çıkmak gerekse pazar payını ve gelirini artırmak için ciddi birtakım çalışmalar/araştırmalar yaptıkları gözlenmektedir. Çalışmamızın bu kısmında turizmde rekabetin Türk ekonomisi içindeki yerinin ve öneminin ortaya konulması ayrıca mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan hataların giderilmesi kapsamında savlarda bulunulacaktır[115]. Bu çalışmanın ilgili kısmında söz konusu değerlendirmenin yapılabilmesi için çalışmanın sonunda yer alan Ek 1 tablosuna yer verilmiş, ilgili tablo ile Avrupa Ülkeleri ile karşılaştırmalı rekabet gücünün etkileyen faktörlerin neler olduğunun anlatılması hedeflenmiştir.[116] Yine bu amaçla Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum WEF) yayınladığı 2013 Seyahat ve Turizmde Rekabet Edebilirlik Raporundaki verilerden faydalanılacaktır.[117]
Tablo: Seyahat ve Turizm (T&T) Rekabet Edebilirlik Raporunda Türkiye’nin ve Avrupa’nın Değerlendirilmesi

Seyahat ve Turizm Rekabet Edebilirlik Endeksinde Rekabet Faktörleri

T & T Düzenleyici Çerçeve
1.      Politik kurallar ve düzenlemeler
2.      Çevresel Sürdürülebilirlik
3.      Emniyet ve güvenlik
4.      Sağlık ve hijyen
5.      Seyahat ve turizme öncelik tanıma
T & T İş Ortamı ve Altyapı
1.      Havayolu ulaşımı altyapısı
2.      Karayolu Ulaşımı Altyapısı
3.      Turizm Altyapısı
4.      Bilgi İletişim Teknolojileri (BİT)
T & T sektöründe fiyat rekabeti
1.      Beşeri ve kültürel doğal kaynaklar
2.      İnsan Kaynakları
3.      Seyahat ve Turizm Cazibesi
4.      Doğal Kaynaklar
5.      Kültürel Kaynaklar[118]

 3.1.1. Finansman Desteği


Turizmde rekabet konusunda sürekliliğin sağlanması ve işletmelerin ekonomik güce ulaşmaları için finansman konusunda alınan kararların etkili olması, karlılığı ve sürekliliği artıracaktır[119]. Bu nedenle özellikle KOBİ’ler finansman konusunda kararlar verirken çağdaş finansman tekniklerini kullanmaları ve ileriye dönük planlarını bu doğrultuda oluşturmaları gerekmektedir. Söz konusu çağdaş finans teknikleri şunlardır:

Tablo 12: Finans Teknikleri
Kaynak: Aydemir, Burhan, Seyahat ve Turizm (T&T) Rekabet Edebilirlik Raporunda Türkiye’nin ve Avrupa’nın Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Dergisi, Turizmde Rekabet, Cilt 18,Sayı 1,ss.1-15.

 3624 sayılı Kanun ile kurulan KOSGEB anılan Kanun ile belirlenen görevler kapsamında “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelikte bulunan küçük ve orta ölçekli işletme tanımlarına uyan işletmelere çeşitli finansal destekler vermiştir[120].

 

  3.1.2. Çevre Tahribi Sorunu


Çevre turizmde rekabet konusunda önemli unsurlardan biri olmakla birlikte çevre tahribi sorunu bugün doktrinde en sık gündeme getirilen, tartışılan hususlardan biri olma niteliğini korumaktadır. Turizmde arzı artırmak adına çevreye verilen zararlı etkiler doğurucu faaliyetler geri dönüşümü olmayan, fiziksel çevreyi tahrip edici bir role bürünebilir[121]. Turizm ülke değerlerini en iyi yansıtan, aynı zamanda ulusal ve global ekonomiye doğrudan katkılar sunan ekonomik kalkınma planlamasında ciddi bir etkiye sahip bir unsurdur[122]. Aşağıda çevre tahribine yol açan etkenler bir tablo halinde sunulmuştur:

Tablo 13: Çevre tahribine neden olan faktörler
1.      Altyapı ve Kaynakların Kaldıramayacağı Yoğunluk
2.      Turizm Alanı Açmak Amaçlı Doğa Tahribat
3.      Bölgeye Özgü Doğal Değerlerin Turistik Öğe Olarak Sunulmasının Meydana Getirdiği Zararlar
4.      Turistlerin Neden Olduğu Çevre Kirliliği
5.      Doğal Dengenin Bozulması
Kaynak: Doğan, Tayfun, Turizm ve Çevre İlişkisi Bağlamında Eko turizmin Çevre Üzerine Etkileri, 2012,  Ankara.

Turistlerin dikkatini çekebilmek adına plansızca yapılan bazı değişiklikler uzun vadede çok ciddi kayıplara neden olacaktır[123]. Doğal çevre bir ölçüde kendini yenileme yeteneğine sahiptir. Ancak geri dönüşümün mümkün olabilmesi için tedbir alınması ve belli bir harcamada bulunulması gereklidir. Dolayısıyla alternatif maliyet çerçevesinde karlılık oranı ve uğranılan zarar öngörü ile tespit edilerek bir çözüm yolu bulunması gereklidir. Aksi takdirde bu çalışmada bahsi geçen nedenlerden biriyle yok edilen bitki örtüsü ve o yöreye özgü canlı türü yok edilmiş olur; bu durum da telafisi mümkün olmayan bazı sorunlara yol açmaktadır.[124]

Tablo:  Turizmde Çevre Tahribine Yönelik Çözüm Önerileri

1.    Bölgenin Karakteristik Yapısına Uygun Stratejik Planlar
2.    Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Politikaları
3.    Taşıma Kapasitesinin Kontrolü
4.    Korunmaya Fon Ayırma veya Kaynak Aktarımı
5.    Ekoturizmin Amaçlarına Uygun Faaliyet ve Altyapı Çalışmaları
6.    Denetim ve İzleme Faaliyetlerinin Sürekliliği
Kaynak: Doğan, Tayfun, Turizm ve Çevre İlişkisi Bağlamında Eko turizmin Çevre Üzerine Etkileri,2012,Ankara.

 

 3.1.3. Tanıtma Sorunu


Doğal, kültürel ve tarihi güzelliklere sahip olan Türkiye’nin turizm sektöründe hak ettiği konuma gelebilmesinde tanıtım ve reklam faaliyetlerinin önemi büyüktür. Türkiye’nin sahip olduğu bu potansiyelinin değerlendirilmesi için tanıtım ve reklam faaliyetlerine gereken önemi gösterilmesi şarttır.Tanıtım ve reklam yapıldığı takdirde gelen turist sayısında artış görüldüğü bu konuda yapılan bazı raporlar çerçevesinde kanıtlanmıştır. Ancak küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından reklam yaparken hangi medya aracının kullanılacağı veya reklamın nasıl ve ne yönde yapılması gerektiği önem arz eden bir konudur.[125] Reklam faaliyetleri müşteri nezdinde bir tatminkârlık yaratmalı aynı zamanda reklamı yapılan yere karşı çekicilik uyandırmalıdır. İyi yönde oluşturulan imaj teknikleriyle özellikle Türkiye aleyhinde yapılan olumsuz propagandaların etkisinin azalmasına neden olacak, ülkemizde turizm ulusal ekonomiye daha fazla katkı sunacaktır. Reklam konusundaki en büyük sıkıntı kaynak yetersizliğinden kaynaklanmaktadır[126]. Diğer önemli husus ise etkin ve verimli şekilde kullanılamayan kaynakların boşa harcanması veya kaynakların reklam malzemesinin yeterince tanıtamaması, tahsis edebildiği kaynakların rakiplerin çok gerisinde olmasıdır.[127] Diğer önemli husus ise reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bir sürekliliğin sağlanamamasıdır. Oysa reklamcılık ve tanıtım faaliyetlerinin uzun vadeli bir yatırım olarak görülmesi, kısa vadeli veya geçici bir faaliyet olarak görülmemesi gerektiği hususu da önemlidir. Yine diğer önemli nokta mesajın iletilmesinde kullanılacak kitle iletişim araçlarının tek başına reklam faaliyetini yürütürken etkili olmayacağı noktasındadır.[128]

 

3.1.4. Yönetim Sorunu


Turizm çok katmanlı bir kavram olup bünyesinde diğer sektörlere ilişkin birçok eylemi de barındırmaktadır. Turistik faaliyete konu olan tarihi,doğal ve kültürel değerler ile mal veya hizmetlerin arzı söz konusu sürecin çeşitli aktörlerce yerine getirilmesini gerekli kılmaktadır.Turizm sektörünü düzenlemek, üretilen mal veya sunulan hizmetin müşteriye ulaşmasına kadarki süreçler hep bir organizasyonun ürünü olarak karşımıza çıkmakta, planlama, geliştirme ve yönetme faaliyetleri ile desteklenmesi gerekmektedir[129]. Bunun için de konuya hâkim aktörlerin yönetim anlayışı ve modern yönetim teknikleri ile sürecin idame ettirilmesi gerekmektedir. Buradaki önem arz eden husus modern turizm yönetiminde yer alan aktörlerin yasalar nezdindeki konumu ve ne kadar bağımsız olarak süreci yönetebilmelerine ilişkindir. Modern dünyada teknolojik gelişmeler ve artan rekabetin de etkisiyle turizm sektöründe yasalarda iyileştirme çalışmaları yapılmış artık yöneticiler karar verme süreçlerinde daha bağımsız bir rol üstlenmişlerdir. Yasal birtakım düzenlemelerin bazı sınırlayıcı hükümler içermesi, rekabeti engelleyici nitelik taşımakta olup özellikle KOBİ’ler açısından zorunlu olan bazı iyileştirmelerin yapılamamasına neden olmaktadır. Oysa ulusal ekonomiye katkısı her geçen gün artan turizm sektörü diğer sektörlerden farklı bir denetim ve kontrol mekanizmasıyla yönetilmeli, sınırlayıcı yasal düzenlemeler ortadan kaldırılmalıdır.[130]

SONUÇ


Turizm sektöründe rekabet gücü elde etmek isteyen ülkelerin kıyasıya bir yarış içerisinde olduğu günümüzde kaliteli hizmet anlayışı sunma üzere hareket eden işletmelerin ileriye dönük uzun vadeli planlar yapmaları gerekmektedir. Bunun için sadece yöneticilerin değil ancak tüm personelin ve hatta halkın bilinçlendirilmesi ve turizmde rekabet olgusunun piyasalar bazında değil ancak ulusal ekonomiye sunduğu katkılar nedeniyle önemsenmesi beklenmektedir. Bu amaçla yola çıkıldığında   ilk adım olarak turizm kavramının mikro ve makro düzeyde ele alınması ve etkilerinin her işletme veya sektör açısından analiz edilesi sonraki aşamalarda ise turizm kavramının ekonomik etkilerinin sayısal veriler ve tablolarla ortaya konulması gerekmektedir. Bu tezde ekonomi bilimi ışığında turizm sektörünün  ekonomik etkileri arz-talep dengesi olgusuyla açıklanmaya çalışılmış olup ülkemize ilişkin sorunlar tartışılmıştır.Bu tartışma neticesinde ülkemizin gerek bilinç düzeyi gerekse uygulamalar açısından hak ettiği seviyede olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu noktada rekabete etki eden destinasyon, fiyatlama, devlet, beşeri sermaye, tanıtım faaliyetleri, döviz kuru gibi kavramlar turizmde rekabetin ne ölçüde değişkenlik gösterdiğini ortaya koymaya yardımcı olmuştur. Nihai olarak ülkemizin diğer Avrupa ülkeleri düzeyinde bir seviye yakalayabilmesi için çevre tahribatı, yönetimdeki bilgisizlikler, tanıtım ve reklam faaliyetleri, finansman sorunları gibi problemlerine çözüm bulması gerekmektedir.

KAYNAKÇA


Aktaş, C. (2011). Türkiye'nin turizm gelirini etkileyen değişkenler için en uygun regresyon denkleminin belirlenmesi. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 6(2), 163-174.
Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M. (2015). Uluslararası turizm talebini etkileyen ekonomik faktörler: Türkiye üzerine bir uygulama. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (45), 143-177.
Bahar, O. (2000). Turizm Talebini Etkileyen Faktörler ve Bu Faktörlerin Güney Ege Turizmi Açısından İncelenmesi. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Bothe, C., Crompton, J. L. ve Kim, S. (1999). Developing a Revised Competitive Position for Sun/Lost City, South Africa, Journal of Travel Reseacrh,  37 (4): 341-352
Cho, V. (2003). A Comparison of Three Different Approaches to Tourist Arrival Forecasting, Tourism Management,  24 (3):  323-330.
 Çeken, H., Ateşoğlu, L., Dalgin, T., & Karadağ, L. (2008). Turizm Talebine Bağlı Olarak Uluslar arası Turizm Hareketlerindeki Gelişmeler. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 26(26).
Çimat, A., & Bahar, O. (2003). Turizm Sktörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve ÖnemiÜzerine Bir Değerlendirme. Akdeniz University Faculty of Economics & Administrative Sciences Faculty Journal/Akdeniz Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 3(6)
Coşar, Y. (2008). Otel İşletmelerinde Rekabet Üstünlüğünü Etkileyen Faktörler: Yöneticiler Üzerine Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(1), 45-56.
Çuhadar, M. (2006). Turizm sektöründe talep tahmini için yapay sinir ağları kullanımı ve diğer yöntemlerle karşılaştırmalı analizi (Antalya ilinin dış turizm talebinde uygulama) (Doctoral dissertation, Sosyal Bilimler).
Çimat, A., & Bahar, O. (2003). Turizm Sktörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve ÖnemiÜzerine Bir Değerlendirme. Akdeniz University Faculty of Economics & Administrative Sciences Faculty Journal/Akdeniz Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 3(6).
Crouch, G. I. (2007), Modelling Destination Competitiveness: A Survey and Analysis of the Impact of Competitiveness Attributes, CRC for Sustainable Tourism Pty Ltd, Australia.
d’Hauteserre, A. M. (2000). Lessons in Managed Destination Competitiveness: The Case of Foxwoods Casino Resort, Tourism Management, 21 (1):23-32.
Dinler, Z. (2001). İktisada giriş. Ekin Yayınevi.
Durgun, Ayşe. Bölgesel kalkınmada turizmin rolü: Isparta örneği. Diss. Sosyal Bilimler, 2006.
Dwyer L., Forsyth P., ve Rao P. (2002). Destination Price Competitiveness: Exchange Rate Changes Versus Domestic Inflation, Journal of Travel Research, 40 (3): 328-336.
Dwyer, L. (2003). Survey to Rank Australia as a Tourism Destination Against Major Competitors, http: //bus.uws.au/ economics/ausquest.htm. (Erişim 25.08.2016).
Enrıght, M.J. ve Newton, J. (2004), Tourism Destination Competitiveness: A Quantitati ve Approach, Tourism Management, 25 (6), 777-788.
Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.
Ertek, T. (2005). Makro Ekonomiye Giriş. Beta Yayınları, 2.
Giles A. R. ve Perry A. H. (1998). The Use of a Temporal Analogue to Investigate the Possible Iimpact of Projected Global Warming on the UK Tourist Industry, Tourism Management, 19 (1): 75-80.
Goodrich, J. N. (1977). Differences in Perceived Similarity of Tourism Regions: a Spatial Analysis, Journal of Travel Research, 16 (1): 10-13.
Go, F. M. ve Govers, R. (2000). Integrated Quality Management For Tourist Destinations: a European Persfective on Achieving Competitiveness, Tourism Management,  21 (1): 79-88
Javalgi, R. G., Thomas, E. G. ve Rao, S. R. (1992). US Pleasure Travellers’ Perceptions of Selected European Destinations, European Journal of Marketing,  26 (7): 45-64.
Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156.
Kim, C. (2003). A Model Development for Measuring Global Competitiveness of the Tourism  Industry in the Asia-Pacific Region, http: //www. kiep.go.kr /project/publish.nsf /.pdf, s. 34., (Erişim 19.08.2016).
Kotan, Z. (2002). Uluslararası Rekabet Gücü Göstergeleri Türkiye Örneği. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Araştırma Genel Müdürlüğü Yayını.
Kozak, M. A. (2012). Genel Turizm Bilgisi. Anadolu Universitesi.
Kozak M. (2001). Repeaters’ Behavior at Two Distinct Destinations, Annals of Tourism Research, 28 (3): 784-807.
Lerner, M. ve Haber, S. (2000). Performance Factors of Small Tourism Ventures:The Interface of Tourism Entrepreneurship and The Environment, Journal of Business Venturing,  16 (1): 77-100.
Lundberg, E. D. vd. (1995). Tourism Economics. Canada: John Wiley&Sons,Inc.
Mankiw, N. G. (2014). Principles Of Macroeconomics. Cengage Learning.
Mazanec, J. A. ve Rıng, A. (2011), Tourism Destination Competitiveness: Second Thoughts on the World Economic Forum Reports, Tourism Economics, 17 (4): 725-751.
Mihalic, T. (2000). Environmental Management of a Tourist Destination a Factor of Tourism Competitiveness, Tourism Management, 21 (1): 65-78
Morgül, Ş. (2006). Trakya Bölgesinde kırsal turizm potansiyelinin değerlendirilmesine ilişkin analiz: Kırklareli örneği
Paksoy, P., & Çolakoğlu, N. (2010). Ekonomik Kriz Dönemlerinde Turizm ve Seyahat Endüstrisinin Tutumu. In International Conference on Eurasian Economies (pp. 344-350).
Parasız, M. İ. (2003). Ekonomik büyüme teorileri: dinamik makro ekonomiye giriş. Ezgi Kitabevi yayınları.
Pearce, D.G. (1997). Competitive Destination Analysis in Southeast Asia, Journal of Travel Research,  35 (4): 16-24.
Peattie, K. ve Peattie S. (1996). Promotional Competitions: a Winning Tool for Tourism Marketing, Tourism Management, 17 (6): 433-442.
Peter, F., Franke, R., & Semmler, W. (1997). Dynamic Macroeconoics, Instability, fluctuations, and growth in monetary economics.
Pizam, A. (1999). Life and Tourism in the Year 2050, International Journal of Hospitality Management, 18 (4): 331-343.
Poon, A. (2002). Tourism, Tecnology and Competitive Strategies.  Wallingford, UK: CAB International.
Ritchie J. R. B. ve Crouch G. I. (2003). The Competitive Destination.  England: CABI Publishing.
Turanlı, M. (2003). Turizm Sektöründe Talep Tahmin Modellemesi.

Tütüncü, Ö., & Demir, M. (2003). Konaklama İşletmelerinde İnsan Kaynakları Kapsamında İşgücü Devir Hızının Analizi ve Muğla Bölgesi Örneği.
Sari, Y., & Kozak, M. (2005). Turizm Pazarlamasina İnternetin Etkisi: Destinasyon Web Siteleri İçin Bir Model Önerisi. Akdeniz Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 9, 248-271.
Sims, C. A. (1980). Macroeconomics and reality. Econometrica: Journal of the Econometric Society, 1-48.
Smıt, A.J. (2010), The Competitive Advantage of Nations: is Porter’s Diamond Framework a New Theory that Explains the International Competitiveness of Countries?, Southern Business Review, 14 (1), 105-130.
Üstünel, B. (2001). Ekonominin temelleri: mikro-ekonomi, ekonomiye giriş, fiyat ve fiyat üretim teorisi, bölüşüm teorisi, genel denge ve refah teorisi, fiyatlar ve gelirler politikası, çevre ekonomisi ve politikası. Dünya.
Yoon, Y. (2002). Development of a Structural Model for Tourism Destination Competitiveness From Stakeholders’ Perspectives, Dissertation Submitted, The Faculty of the Virginia Polytechnic Institute and State University, Virginia.
WTO (2004). WTO World Tourism Barometer, 2 (3): 1-10.










[1] İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi (İzmir Barosu
[2] İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi
[3] Aktaş, C. (2011). Türkiye'nin turizm gelirini etkileyen değişkenler için en uygun regresyon denkleminin belirlenmesi. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 6(2), 163-174.
[4] Aktaş, 2011, 164.
[5] Morgül, Ş. M. (2006). Trakya Bölgesinde kırsal turizm potansiyelinin değerlendirilmesine ilişkin analiz: Kırklareli örneği,s.21.
[6] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M. (2015). Uluslararası turizm talebini etkileyen ekonomik faktörler: Türkiye üzerine bir uygulama. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (45), 143-177.

[7] Aktaş, 2011, 163-174.
[8] Aktaş,2011,163-174.
[9] Morgül, Ş. M. (2006). Trakya Bölgesinde kırsal turizm potansiyelinin değerlendirilmesine ilişkin analiz: Kırklareli örneği,s.21.
[10] Nitekim1841 yılında Thomas Cook’un gerçekleştirdiği paket turlar ile Sanayi Devrimi’nin olduğu yılların aynı senelere denk gelmesi tesadifi değildir.
[11] ABD’de 2008 yılında başlayan Mortgage krizi ile birlikte turist sayısında ekonomik krizden dolayı tüm dünyayı etkileyen bir sarsıntı yaşansa da ekonomik duraksamalar özellikle bu sektör açısından kısa bir süre devam etmiş sonra rakamların öngörülen seviyeye çıkmıştır. Çünkü ilgili sektör ml ve hizmet sektörünün yaklaşık olarak %7 sini oluşturmaktadır. Ölçümler Dünya Gayri Safı Milli hasıladan daha büyük ölçeklerde büyüme göstermektedir. Bütün bu verile ise bu sektörün ne kadar büyük bir ilerleme kaydettiğini ve sektöre önem verilmesi gerektiğini göstermektedir.
[12] Karagöz, K. (2008). Türkiye’nin Turizm Potansiyeli: Çekim Modeli Yaklaşımı. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(2), 149-156.


[13] Morgül, 2006,s.22.
[14] Karagöz, 2008, s.153.
[15] Karagöz, 2008,155.
[16] Morgül, 2006,22
[17] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M.,2015, 143-177.

[18] Karagöz, 2008,156.
[19] Çimat, A., & Bahar, O. (2003). Turizm Sktörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve ÖnemiÜzerine Bir Değerlendirme. Akdeniz University Faculty of Economics & Administrative Sciences Faculty Journal/Akdeniz Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 3(6)

[20] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M.,2015, 143.
[21] Morgül, 2006,23.
[22] Aydın,  Darıcı, & Taşçı,..,2015, 144.
[23] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M.,2015, 143-177.
[24]Mikro ekonomi insan davranışının ekonominin piyasa, sektör, işletme gibi küçük birimler çerçevesinde incelenmesidir. Mikro açıdan inceleme yapılmasında mikroskobik boyutlarda inceleme yapılmakta, bireylerin işletmelerdeki davranışları mercek altın alınmaktadır.
[25] Karagöz, 2008,157.
[26] Karagöz, 2008,157.
[27] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M.,2015, 143-177.
[28] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M.,2015, 143-177.
[29] Burada önemle belirtilmesi gereken nokta mikro vemakro ekonominin kesin çizgilerle birbirinden ayrılmasının oldukça güç olduğudur. Bu açıdan her iki alanın birbirine taban tabana zıt olduğu algısı yanlıştır.Ekonomiye ilişkin olarak yapılan bu iki yaklaşım aynı olayıinceleyen birbirleriyle doğrudan ilişki içerisinde bulunan iki kavramdır.Makro ekonomi yaklaşım  tarzı olarak  her ne kadar ülke ve dünya genelinde toplu büyüklüklerle ilgilense de nihai olarak söz konusu değişkenlere ilişin kararını miko düzeyde ineceleme yaparak verecektir.
[30] Aydın, A., Darıcı, B., & Taşçı, H. M.,2015, 143-177.
[31] Çimat, A., & Bahar, O. (2003). Turizm Sktörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve ÖnemiÜzerine Bir Değerlendirme. Akdeniz University Faculty of Economics & Administrative Sciences Faculty Journal/Akdeniz Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 3(6)

[32] Çimat, A., & Bahar, O. (2003). Turizm Sktörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve ÖnemiÜzerine Bir Değerlendirme. Akdeniz University Faculty of Economics & Administrative Sciences Faculty Journal/Akdeniz Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 3(6)

[33] Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.

[34] Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.

[35] Çimat, A., & Bahar, O. (2003),46.
[36] Ersun, N., & Arslan, K. 2011,44.
[37] Ersun, N., & Arslan, K. 2011,45.
[38] Ersun, N., & Arslan, K. 2011,47.
[39] Çimat, A., & Bahar, O. 2003,46.
[40]  Kozak, M. A. (2012). Genel Turizm Bilgisi. Anadolu Universitesi.

[41] Çimat, A., & Bahar, O. (2003),46.
[42] Kozak, M. A. (2012). Genel Turizm Bilgisi. Anadolu Universitesi.

[43] Çeken, H., Ateşoğlu, L., Dalgin, T., & Karadağ, L. (2008). Turizm Talebine Bağlı Olarak Uluslar arası Turizm Hareketlerindeki Gelişmeler. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 26(26).
[44] Çimat, A., & Bahar, O. (2003),46.
[45] Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.

[46] Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.

[47] Ergun, Arslan,2011,230.
[48] Ergun, Arslan,2011,230.
[49] Bahar, O. (2000). Turizm Talebini Etkileyen Faktörler ve Bu Faktörlerin Güney Ege Turizmi Açısından İncelenmesi. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.


[50] Bahar,2000,63.
[51] Ergun, Arslan,2011,230.
[52] Paksoy, P., & Çolakoğlu, N. (2010). Ekonomik Kriz Dönemlerinde Turizm ve Seyahat Endüstrisinin Tutumu. In International Conference on Eurasian Economies (pp. 344-350).

[53] Turanlı,2000,89.
[54] Paksoy, ve Çolakoğlu, 2010,52.
[55]  Ergun, Arslan,2011,233.
[56] Bahar, 2000,56.
[57] Turanlı,2000,89.
[58] Paksoy, & Çolakoğlu, 2010,53.
[59] Ergun, Arslan,2011,236.
[60] Turanlı,2000,89.
[61] Bahar,2000,58.
[62] Paksoy, & Çolakoğlu, 2010,53
[63] Turanlı,2000,67.
[64] Ergun, Arslan,2011,230.
[65] Paksoy, & Çolakoğlu, 2010,55.

[66] Ergun, Arslan,2011,238-239.
[67] Parasız, M. İ. (2003). Ekonomik büyüme teorileri: dinamik makro ekonomiye giriş. Ezgi Kitabevi yayınları, s.14.
[68] Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.
[69] Ertek, T. (2005). Makro Ekonomiye Giriş. Beta Yayınları, 2., s.12.
[70] Ertek, 2005,s.21.
[71] Parasız, 2003,s.18-19.
[72] Aktaş, C. (2011). Türkiye'nin turizm gelirini etkileyen değişkenler için en uygun regresyon denkleminin belirlenmesi. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 6(2), 163-174
[73] Pekin, T. (2005). Ekonomiye giriş. Zeus Kitabevi.
[74] Parasız, 2003,s.24.
[75] “1947 yılında kurulan GATT (Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması) çerçevesinde gümrük tarifelerin ve kotaların kaldırılarak uluslar arası ticaretin evrensel boyutlarda serbestleştirilmesi çalışması ticaretin globalleşmesi ya da küresel ticaretin değişmesine yol açmıştır. 1995 yılında kurulan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) 1947yılında var olan ticaretin önündeki engellerin çok taraflı müzakereler yoluyla kaldırılması amacıyla kurulan GATT’ın yerini almıştır. DTÖ’ nün günümüzdeki yapısı ve işlevi 1986-1994 yılları arasında gerçekleştirilen ve son GATT Müzakere turu olan Uruguay Müzakere Turu’nda belirlenmiştir. 2001 yılında başlayan ve halen devam eden Doha Kalkınma Gündemi Müzakereleri ise DTÖ şemsiyesi altında devam etmektedir.” Ayrıca bkz.Parasız, 2003,s.18-19.
[76] Parasız, 2003,s.18-19.
[77] Nanga, M. (2005). Makro Ekonomi Teori, Masalah, dan Kebijakan. Edisi Kedua. Jakarta: PT. Raja Grafika Persada.
[78] Parasız, M. İ. (2003). Makro ekonomi: teori ve politika. Ezgi Kitabevi yayınları
[79] Nanga, M. (2005). Makro Ekonomi Teori, Masalah, dan Kebijakan. Edisi Kedua. Jakarta: PT. Raja Grafika Persada.
[80] Parasız, M. İ. (2003). Makro ekonomi: teori ve politika. Ezgi Kitabevi yayınları
[81] Burada bahsi geçen hususa örnek olarak devletin bazı firmalara yasal tekel hakkı vermesi halinde yasal kısıtlamalar nedeniyle giriş çıkış engelinin bulunması durumudur. Devlet bir firmaya verdiği imtiyazla o firmaya belli ir ürün üretmesi veya hizmet sunması için imtiyazlar verir. Bunu yaparken de sunduğu geniş imtiyazlar nedeniyle bir başka firma piyasaya girememektedir. Çünkü devletin sunduğu işletme imtiyazları, lisanslar, patentler, telif haklarına sahip olmayan firmaların üretime geçmesi pek de mümkün olamamakta ve firmalar arasındaki rekabet böylece yok edilmiş olmaktadır. Ayrıca bkz. Prasetyo, P. E. (2009). Fundamental Makro Ekonomi. Yogyakarta: Beta Offset.
[82] Prasetyo, P. E. (2009). Fundamental Makro Ekonomi. Yogyakarta: Beta Offset.
[83] Bahar ve Kozak, 2005: 81.
[84]Hakolahti ve Kokkonen , 2006,s.453.
[85] Lancaster, K. (1969). Introduction to modern micro-economics.
[86] Estrin, S., & Laidler, D. (1994). Introduction to micro-economics. Harvester Wheatsheaf
[87] Dwyer, 2003, s.45.
[88] Bahar ve Kozak, 2005, s.77.
[89] Savunulan teze örnek olarak TUI, Airtours, Kuoni, Sun Internaional, Thomas Cook ve GTI gibi büyük tur operatörleri verilebilir. Söz konusu operatörler piyasanın çok önemli bir bölümünü tekellerinde tutmaktadır. Turkiye’ye 2009 yılında paket tur ile gelenlerin ¼ lük kısmı TUI ve Thomas Cook müşterisi olduğu yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır.Buna göre ülkemizdeki turizm piyasasında söz konusu firmaların oligopolistik bir görünüm arz ettikleri açıktır.
[90] Hakolahti ve Kokkonen , 2006,s.453.
[91] Bahar ve Kozak, 2005: 77.
[92] Bahar ve Kozak, 2005: 58.
[93] Durgun, A. (2006). Bölgesel kalkınmada turizmin rolü: Isparta örneği (Doctoral dissertation, Sosyal Bilimler).
[94] Bothe, 1999, s.341.
[95] Hakolahti ve Kokkonen , 2006, s.453.
[96] Ulu, 1998,s.70.
[97] Giles, 1998, s.75.
[98] Crouch ve Ritchie, 1999,s. 14
[99] Lerner ve Haber, 2001, s.83-84
[100] Gösling, 1999,s. 315
[101] Gösling, 1999, s. 310.
[102] Ersun, N., & Arslan, K. (2011). Turizmde destinasyon seçimini etkileyen temel unsurlar ve pazarlama stratejileri. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 31(2), 229-248.
[103] Bahar ve Kozak, 2005,s.104-105.
[104] Enright, 2004, s.77-80.
[105] Coşar, Y. (2008). Otel İşletmelerinde Rekabet Üstünlüğünü Etkileyen Faktörler: Yöneticiler Üzerine Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 19(1), 45-56.
[106] Jovalgi, 1992, s.45.
[107] Oral ve Kurgun, 1998, s.2.
[108] Yürütücü Öztopçu, 2003,s.1.
[109] Kim, 2003, s.41.
[110] Kızılıoğlu ve Macit, 2002,s.477-482.
[111] Bahar ve Kozak, 2005, s.134.
[112] Mankiw, 2014, s.43.
[113] “Ansen ve Fırat’ın bu sınıfta yer alan Antalya yöresinde faaliyette bulunan 172 acentaya uyguladıkları anket çalışmalarının sonucuna göre; bu acentaların %97.1’inin elektronik pazarlama faaliyetlerine katıldığı görülmektedir. Ayrıca elektronik pazarlamaya katılan acentaların sektördeki faaliyet yılları ile katılımları arasında da pozitif bir ilişki olduğu saptanmıştır.Hatta elektronik pazarlama yoluyla elde edilen başarıların bu sektörde yer alan diğer acentaları da bu yöntemi kullanmaya teşvik ettiği anlaşılmıştır “(Ansen ve Fırat,2009:133).

[114] Lerner, 2000,77.
[115] Mankiw, 2014, s.21.
[116] Balan vd.2009; Koç,2009; Mazanec ve Ring, 2011.
[117] Ulengin vd.2012,s.12.
[118] Aydemir, Burhan, Seyahat ve Turizm (T&T) Rekabet Edebilirlik Raporunda Türkiye’nin ve Avrupa’nın Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Dergisi, Turizmde Rekabet,Cilt 18,Sayı 1,ss.1-15.


[119] Mihalic, 2000, s.65.
[120] Peattie, 1996, s.433.
[121] Pearce, 1997, s.16-20.
[122] Peter, 1997, s.43.
[123] Pizam, 1999,s.45.
[124] Doğan, Tayfun, Turizm ve Çevre İlişkisi Bağlamında Eko turizmin Çevre Üzerine Etkileri, 2012,  Ankara.
[125] Tolungü, 1990, s.82.
[126] Poon, 2002, s.324.
[127] Mumcu, 2000, s.5.
[128] Mill, 1990, s.295.
[129] Yoon, 2002, s.23.
[130] Kara ve Çavuş, Turizmde Modern Yönetim Uygulamaları, The Journal of Acdemic Social Science, Yıl:2,Sayı:1, Mart 2014, s.473-485.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KARAR İNCELEMESİ ÖDEV ÖRNEĞİ

ÖRNEK YÜKSEK LİSANS TEZ ÇALIŞMASI

TÜRKİYE'DE ELEKTRİK DAĞITIMININ ÖZELLEŞTİRİLMESİNİN NEDENLERİ VE AMAÇLAR ÖZELLEŞTİRMEDE TEDAŞ ÖRNEĞİ